 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E:2001/4145
K:2001/4497
T:07.06.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 1.276.000.000- lira maddi ve manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.2.2001 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat Esen K... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi B.Mustafa Ş... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine.
2- Zararlandırıcı sigorta olayının 17.3.1989 tarihinde meydana geldiği ve 6.6.1989 tarihli raporda sol el 2., 3. parmaklarının ampute olması sonucu sigortalının 5,2 oranında iş göremezliğe maruz kaldığı, ek davanın da (28.3.2000 tarihinde açıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan, davalı süresinde ve yöntemince zamanaşımı definde bulunduğu da ortadadır. Bundan başka bu tür uyuşmazlıklarda B.K.'nun 125.maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu da Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarındandır. Hal böyle olunca, sigortalı davacının kısmi iş göremezlik oranının meydana geldiği olan 21.1.1989 tarihi ile ek davanın açıldığı 28.3.2000 tarihleri arasında 10 yıllık zaman aşımı süresinin fazlasıyla dolduğu açık-seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ek dava ile istenen maddi tazminat hakkında da hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 97.500.000 lira duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 7.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.