 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E : 2001/231
K : 2001/601
T : 01.02.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hacer Pat tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
Gerçekten, davacının iş kazası sonucunda zarara uğradığı ve davanın uğranılan zararın giderilmesine ilişkin olduğu kusurun aidiyeti ve oranının uyuşmazlık konusu olmadığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri bakiye ömrü iş görebilirlik çağı, iş göremezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan Peşin Sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemde ki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılamadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise yıllık olarak %10 artırılıp % 10 iskontoya tabi tutulacağı 60 yaşına kadar (aktif) dönemde 60 yaşından sonda da bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Kuşkusuz, açıklanan zarar ve tazminatın hesaplanması yönteminde işçinin yaşlılık aylığı olması veya işçinin yaşı ve işçide oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunması durumunda zarar hesabında pasif dönemde elde edeceği kazançların dahil edilmeyeceği aksi söz konusu olduğunda pasif dönem hesabında katılacağı aktif ve pasif dönemde elde edilen kazançlar toplamından kusur oranı ve maluliyete göre indirim yapıldıktan sonra Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından bildirilen en son peşin sermaye değerinin indirileceği böylece belirlenen tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütüleceği gibi hususların gözönünde tutulacağı hukuksal gerçeği de ortadadır.
Hal böyle olunca, hükme dayanak alınan hesap raporunun yukarıda açıklanan ilkeleri içermediği, Yargıtay denetim ve izlemesine elverişli nitelikte olmadığı açık-seçiktir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yetersiz hesap bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hükme dayanak alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Manevi tazminata ilişkin hüküm ise bozma dışında tutulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.2.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.