 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E:2000/8538
K:2000/8519
T:28.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY İLAMI
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Filiz E... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazası nedeniyle sürekli iş görmezliğe maruz kalan işçinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Öte yandan, bu tür tazminatlar, nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderimine yönelik olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle, tazminatın belirlenmesinde; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilerin nazara alınması gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Başka bir anlatımla, hüküm tarihine en yakın tarihte yürürlüğe giren yeni Toplu İş Sözleşmesi hükümleri ile asgari ücreti gözönünde tutmak, bu hususlar kamu düzenine ilişkin olduğundan hakimin görevi gereği olduğu tartışmasızdır.
Somut olayda, ve özellikle davacının itiraz etmediği 3.7.2000 günlü hangi rapor tarihinde, yeni toplu iş sözleşmesinin yürürlükte olmadığı, 23.9.2000 günlü davalının itirazı üzerine alınan ikinci rapor tarihinde yürürlükte olduğu ve anılan hesap raporunda 1.9.2000-28.2.2001 tarihli Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin nazara alındığı söz konusu rapora da davacının itiraz etmediği ortadadır.
Hal böyle olunca, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan yeni toplu iş sözleşmesinin hesaplamada gözönünde tutulması gerektiği açıktır. Bundan başka davacının ilk raporu kabul etmekle, bu raporda, belirlenen miktarla sınırlı olarak davalı yararına usulü kazanılmış hak doğacağı, giderek, rapordan sonra yürürlüğe giren ücret artışları yönünden davalı yararına usulü kazanılmış hak doğurmayacağı açık-seçiktir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 28.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.