 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/7410
Karar no: 2000/7692
Tarih: 9.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 3201 SAYILI YASA GEREĞİ DÖVİZLE BORÇLANMA
- BORÇLANMANIN İPTALİ HALİNDE FAİZ
- FAİZ HAKKININ SAKLI TUTULMASININ FİİLEN MÜMKÜN OLMAMASI
Karar Özeti: Davacının, 3201 sayılı Yasa gereği Kuruma yaptığı döviz karşılığı borçlanmanın geçersiz sayılması nedeniyle Türk parası olarak iadesinin faizi ile birlikte yapılması Borçlar Kanunu gereğidir.
İadenin Kurumca doğrudan davacıya yapılmayıp, ödenen aylıklar karşılığı mahsup işlemine tabi tutulduğu nedeniyle, davacının faiz hakkım saklı tutması fiilen mümkün değildir.
(818 s. BK. m. 103, 104)
(3201 s. ÇTHK. m. 4)
Davacı 24.6.1998 tarihine kadar tahakkuk eden 152,643.000 TL faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddine;
2- Davacının 3201 sayılı Kanun gereği yapmış olduğu borçlanmanın geçersiz olduğu kabul edilerek borçlanma bedelinin kurumca ödenen yaşlılık aylık bedellerine mahsubu suretiyle iade edilmesine karşın borçlanma miktarı üzerinden ayrıca faiz isteminin reddine karar verilmişse de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Davacıya 3.3.1993 yılında 3201 sayılı Yasa gereği dövîz olarak kuruma yapmış olduğu döviz karşılığı borçlanma bedelinin 7.8.1998 yılında Türk parası olarak iade edilmesi karşısında iadenin faizi ile birlikte yapılması Borçlar Kanunu hükmü gereğidir. Her ne kadar davacının faiz hakkını saklı tutmadığı ileri sürülebilirse de; iadenin kurumca doğrudan davacıya yapılmayıp, davacıya ödenen aylıklar karşılığı mahsup işlemine tabi tutulduğu, dolayısıyla davacının herhangi bir ihtirazi kayıt koymasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır.
Yapılacak iş; davacının 3201 sayılı Yasa gereği döviz karşılığı borçlanma bedeline, bedelin ödendiği tarihten, iptal tarihine kadar yasal faiz hesaplanmalı ödenen yaşlılık aylıkları tutarı ile mahsup işlemi yapıldıktan sonra iadesi gereken miktarı kalmışsa bu miktarın davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Mahkemenin gerekli hesaplamaları yapmadan yazılı biçimde davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.