 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E:2000/7329
K:2000/8193
T:21.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY İLAMI
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 39.455.083.000 liranın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.11.2000 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat Kemal A... ile karşı taraf vekili Seçkin A... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi B.Mustafa Ş... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, olay günü işyerinde, nezaretçi olarak görevlendirilen sigortalı şişleme bacada çalışan işçileri kontrol etmek ve gaz ölçümü yapmak istediği sırada Martopiköre bağlı basınçlı hava hortumunun bağlı bulunduğu yerden kurtulması sonucu basınçlı havanın hortumu ve kömür tozlarını harekete geçirerek kazalının yüzünün yaralanması ile iş kazası sonucu %46 oranında meslekte kazanma gücünü yitirmiştir.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 73.maddesinin açık buyruğudur.
9.5.2000 günlü bilirkişi raporunda; olayda işverenin %70, Martopiker bağlantısını yapan kişinin ise %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Kazanın oluş şekline ve mevcut delillere göre ve özellikle hükme dayanak alınan kusur raporunda bu tür olayları denetleyecek olan ayağın nezaretçisi konusunda bulunan kazalı olduğu açıkça vurgulanmış bulunmasına karşın sonuçta kazalıya kusur verilmemesi gerekçe ile sonuç arasında illiyet bulunmaması nedeniyle kusur raporuna dayanılamaz.
Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişi, İş Kanununun 73.maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve işgüvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 73.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
3-Tarafların hal ve mevkiine, kusur oranlarına, olayın oluşuna, ve olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte hükmedilen maddi tazminat miktarına göre ; olayda, Borçlar Kanununun 43. maddesinin hakkaniyete uygun bir indirim yoluna gidilmesi gerekirken kazalının kusursuz olduğundan bahisle B.K.43. maddesi uygulanmayarak hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında 3.kişilik uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, kazalının kusurunu belirlemek verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmek, B:K 43 maddesini uygulamak ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle inandırıcı güç ve nitelikte olmayan. 73.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 97.500.000 lira duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.