 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/7228
Karar no: 2000/7652
T:7.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MADDİ, MANEVİ TAZMİNAT
- PEŞİN SERMAYE DEĞERİ
- KURUMUN DAVAYA KATILMASI
- YAKINLARIN RUHSAL VE SİNİRSEL SAĞLIKLARININ BOZULMASI
Karar Özeti: Öncelikle, hak sahiplerine Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığı araştırılmalı, gelir bağlanmış ise belirlenen peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise, gelir bağlanması için Kurumu davaya dahil etmesi için önel verilmesi gerekir.
Bir kişinin cismani zarara uğraması durumunda onun çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü bozulmuşsa onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir.
(818 s. BK. m. 46, 47)
(506 s. SSK. m. 24)
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin Peşin Sermaye değerinin belirlenen tazminatdan düşürülmesi gerektiği Yargıtayın oturmuş yerleşmiş, görüşlerindendir. Bu bakımdan, davanın niteliği gözönünde tutularak öncelikle hak sahiplerine Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise, bildirilen miktarın, tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise bu yön, hak sahibinin tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahibine; gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumunu davaya dahil etmesi için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır. Başka bir anlatımla, hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada, 506 sayılı Yasanın 24. maddenin öngördüğü koşulların oluşmadığının saptanması durumunda; hak sahibine, gelir bağlanmayacağı giderek, hak sahibinin, destekten yoksun kalma tazminat isteme hakkına sahip olmayacağı açık-seçiktir. Somut olayda, hak sahibi anne ve baba yönünden yukarıda açıklanan doğrultuda, inceleme ve araştırma yapılmadığı ortadadır.
3- Cismani zarar kavramına (BK. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu öğretide ve Yargıtay Kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse bir kişinin cismani zarara uğraması durumunda, onun (ana, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan doğrudan zarara uğrama söz konusudur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430 23.9.1987 gün ve E. 1987/9-183 K. 1987/655 sayılı Kararları da aynı esaslara dayanmaktadır.
Somut olayda, davacılar Necla ile Güngör'ün kardeşi olan Cengiz'in 21.8.1996 tarihinde 22 yaşında öldüğü dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığına göre, kardeş davacıların yukarıda yazılı nedenlerden dolayı manevi tazminat talepleri kabul edilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.