 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E:2000/5429
K:2000/6639
T:10.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY İLAMI
Davacı, işkazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının bozmaya uyarak yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 41.540.192 liranın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı Avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.10.2000 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına kimse gelmedi. Karşı taraf davalılar vek. Av. Bekir E... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi B.Mustafa Ş... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve» aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, işkazası sonucu sürekli işgöremezliğe maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının, işkazası sonucu uğradığı tazminatına karşılık işverenden ibra aldığı, ibranın makbuz niteliğinde olup olmadığı yöntemince denetlendiği, başka bir anlatımla, ibranın verildiği tarih itibariyle, davacı zararının hesaplandığı, sonuçta tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlık bulunması nedeniyle verilen belgenin, ibraname niteliğinde olmayıp makbuz niteliğinde olduğu, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacı tarafından alınan belgenin ibraname niteliğinde olmayıp makbuz niteliğinde kabul edilmesi durumunda; davacı zararının ne şekilde belirlenmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Davacıya, işveren tarafından verilen belgenin, ibranamemi yoksa, makbuz niteliğinde mi olup olmadığının belirlenmesi için yapılan hesaplama sonucu belgenin, "makbuz" niteliğinde olduğu, hesap raporu içeriğinden anlaşılmaktadır. Oysa, mahkemece işçiye verilen belgenin niteliğini belirlemek için yapılan hesaplamanın, gerçek zarar kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulduğu açık-seçiktir.
Yapılacak iş; işçinin en son aldığı günlük net gelirini tesbit edilerek, bilinen dönemdeki kazancı, mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplamak, bilinmeyen dönemdeki kazancı ise, yıllık % 10 arttırılıp %10 Iskontoya tabi tutularak 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançları ortalama yönteme başvurmadan hesaplamak, ve işçiye makbuz karşılığında verilen "meblağın"; hüküm tarihine en yakın tarihteki, (yıllık enflasyon oranı, değerlendirmede tesbit edilen zararın makbuz bedeline oranı) gibi etkenler gözönünde tutularak güncelleştirme ve uyarlama sonucu gerçek değerini saptamak, ve hüküm tarihine en yakın tarihteki katsayı ile sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri kurumdan sorularak, bildirilen miktar ve güncelleştirilen "kısmi ifayı içeren makbuz" bedeli ile birlikte zarardan indirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ibranamenin niteliğini araştırmak için yapılan hesaplamanın davacının gerçek zararı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.10.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.