 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/4776
Karar no: 2000/5230
T:30.6.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İŞLEM İPTALİ, MENFİ TESBİT
- EMEKLİ SİGORTALININ YENİDEN ÇALIŞMAYA BAŞLAMASI
- YAŞLILIK AYLIĞININ ARTIRILMASI
Karar Özeti: Sigortadan emekli olan sigortalının yeniden çalışmaya başlaması halinde iki seçeneği vardır. Birincisi sigortalı olarak çalışma durumunda yaşlılık aylığının kesilmesi ve bunun karşılığı çalıştığı sürelerin, yeniden yaşlılık aylığı isteğinde ayrıca değerlendirmeye alınması, ikincisi, yazılı talepte bulunması koşuluyla sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle yaşlılık aylığının kesilmemesidir.
Çalışılan süre 240 günden fazla ise, zamanaşımı süresi içinde primler kuruma ödendiğinde yaşlılık aylığı %l oranında artırılır.
(506 s. SSK. m. 61, 63, 73, 78)
Davacı SSK Genel Müdürlüğünün 22.11.1999 tarih ve 64516 sayılı işlemlerinin iptali ile borçlu bulunmadığının tesbiti ile yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, nitelikçe yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile, borçlu olmadığının tesbiti ve yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesi gerektiğinin saptanması istemine ilişkindir. Davacıya, 1.2.1996 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı davacının, davalıya ait işyerinde, 29.9.1997 ila 31.12.1998 tarihine kadar, sosyal güvenlik primini ödemeksizin çalıştığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, Sosyal Sigortalar Kurumundan yaşlılık aylığı almakta olan pasif sigortalının, aktif sigortalı olarak çalışmaya başlaması durumunda, kurumca bağlanan yaşlılık aylığının kesilip kesilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 63. maddesidir. Anılan maddenin A) bendine göre, bu kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanların "yaşlılık aylıkları" çalışmaya başladıkları tarihte kesilir. Yukarıdaki fıkraya göre yaşlılık aylıkları kesilenlerden yeniden çalıştıkları süre zarfında 78. maddeye göre prime esas kazançlar üzerinden 73. madde gereğince prim alınır. Ancak aylığın kesilmesinden sonra geçen prim ödeme gün sayıları bu Kanunun 61. maddesine göre aylık bağlama oranının tesbitinde değerlendirilir. Aynı maddenin B) bendinde ise; bu kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanların "yazılı talepde bulunmaları halinde yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam olunur. Ancak bunlardan 78. maddeye göre tesbit edilen prime esas kazançlar üzerinden %30 oranında sosyal güvenlik destek priminin kesileceği hükmü yer almıştır. Sosyal Sigortalar Kanunun 63. maddesinde açıkça vurgulandığı üzere; sigortadan emekli olan sigortalıların iki seçeneği vardır. Bunlardan birincisi a) sigortalı olarak çalışmaları durumunda, yaşlılık aylıklarının kesilmesi ve bunun karşılığı çalıştıkları süreler yeniden yaşlılık aylığı istemeleri durumunda ayrıca değerlendirilmeye alınmasıdır. İkincisi ise b) yazılı talepte bulunmaları halinde sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle yaşlılık aylığının kesilmemesidir.
Somut olayda, davacının 63/B maddesinin öngördüğü koşulları yerine getirmeksizin ve prim ödemesi yapılmaksızın 29.9.1997 ila 31.12.1998 tarihleri arasında sigortasız işçi statüsünde çalıştırıldığı 30.4.1999 gün 31 sayılı sigorta müfettiş raporu içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacı sigorta primleri kesilmeksizin çalıştırılmış olduğundan hakkında yukarıda sözü geçen maddenin B bendinin uygulanma olanağının bulunmadığı da tartışmasızdır. Bundan başka, davacının işyerinde çalıştığı süre 240 günden fazla olduğundan zaman aşımı süresi içinde çalıştığı sürelerle ilgili primlerin Sosyal Sigortalar Kurumuna ödendiğinde Sosyal Sigortalar Kanunun 61. maddesine göre yaşlılık aylığının %1 oranında artırılacağı söz götürmez.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle 63. maddede öngörülen emredici nitelikteki hükümler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 30.6.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.