 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E:1999/6181
K:1999/6939
T: 14.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MADDİ MANEVİ TAZMİNAT
SSK TARAFINDAN KARŞILANMAYAN ZARAR
HAKKANİYET İNDİRİMİ
ÖZET : Haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için, öncelikle hak sahiplerine SSK tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, bağlanmış ise belirlenen tazminattan düşülmesi, bağlanmamış ise hak sahibine, Sosyal Sigortalar Kurumuna davaya dahil etmesi için önel verilmelidir.
Yürütülecek faiz ile hükmedilen tazminat miktarından, tarafların hal ve mevkiine, hatanın ağırlığına göre, BK.nun 43. maddesi gereğince uygun hakkaniyet indirimi yapılmalıdır.
Belirlenen tazminattan, önce hakkaniyet indirimi, sonra peşin değer indirimi yapılmalıdır.
(506 s. SSK. m. 24)
(818 s. BK. m. 43)
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumunu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin Peşin Sermaye değerinin belirlenen tazminattan düşürülmesi gerektiği Yargıtayın oturmuş yerleşmiş, görüşlerindendir. Bu bakımdan, davanın niteliği göz önünde tutularak öncelikle hak sahiplerine Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise, bildirilen miktarın, tazminattan düşürülmesi gelir bağlanmamış ise bu yön, hak sahibinin tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden hak sahibine; gelir bağlanması için Sosyal Sigortalar Kurumu davaya dahil etmesi için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır. Başka bir anlatımla, hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada, 506 sayılı Yasanın 24. maddenin öngördüğü koşulların oluşmadığının saptanması durumunda; hak sahibine, gelir bağlanmayacağı giderek, hak-sahibinin, destekten yoksun kalma tazminat isteme hakkına sahip olmayacağı açık-seçiktir. Somut olayda, hak sahibi anne yönünden yukarıda açıklanan doğrultuda, inceleme ve araştırma yapılmadığı ortadadır.
3-Olay tarihinden itibaren yürütülecek faiz ile birlikte hükmedilen tazminatın miktarı, tarafların hal ve mevkiine uğranılan hatanın ağırlığına göre, tazminattan Borçlar Kanununun 43. maddesi gereğince yapılan hakkaniyet indiriminin de az olduğu söz götürmez.
4-Kabule göre de, hak sahibi anne için belirlenen tazminattan hakkaniyet indirimi yapılmaması isabetsiz olduğu gibi, Borçlar Kanunun 43. maddesi gereğince diğer hak sahiplerinin tazminatından önce, hakkaniyet indirimi, sonra peşin değer indirimi yapılması yerine, hakkaniyet indiriminin en son olarak tazminattan indirilmesi de isabetli sayılamaz.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması Usul ve Yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ohalde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
So n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalılara iadesine, 14.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.