 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E:1999/3835
K:1999/6510
T:4.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HİZMET BİRLEŞTİRİLMESİ
YAŞLILIK AYLIĞI
SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ
İYİNİYET
ÖZET : Yaşlılık aylığı almakta iken yeniden sigortalı işte çalışmaya başlayanların, aylıklarının kesilmemesi için yazılı başvuruda bulunmaları halinde, bir taraftan aylık almaya devam ederken diğer yandan kendilerinden ve iş verenden sosyal güvenlik destek primi alınır. Aksi halde yaşlılık aylığı kesilir, ilgili sigortalı olarak prime tabi olur.
Tüm koşullarıyla oluşmuş sosyal güvenlik destek primli statünün yıllar sonra geçersiz sayılması sosyal sigortalar hukuk sistemiyle bağdaşmadığı gibi Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan iyiniyet kurallarına da ters düşer.
(743 s. MK. m. 2)
(506 s. SSK. m. 63/B)
Davacı, Sosyal Sigortalar Kurumunda çalıştığı 12.10.1993 - 25.2.1994 tarihleri arasındaki sigortalı hizmetleri için ödenen maaşlarının fuzulen ödendiğine, aynı süreler için her dalda sigorta primi kesilmesi gerektiğine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı sigortalının geriye yönelik 1993 -1994 yılları arasında yaklaşık 4 aylık Sosyal Güvenlik Destek primi ödenmiş sürenin sigortalı olarak değerlendirilmesine ilişkindir. Mahkeme yaşlılık aylığının devamı yönünde yazılı bildirim olmaması nedeniyle istemi aynen kabul etmişse de bu sonuç usul ve Yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 631B fıkrasına göre; yaşlılık aylığı almakta iken yeniden sigortalı işte çalışmaya başlayanların aylıklarının kesilmemesi için yazılı başvuruda bulunmaları gerekir. Bu durumda, kişi, bir taraftan aylığını almaya devam ederken öbür yandan gerek kendisinden gerekse işverenden Sosyal Güvenlik Destek Primi alınır.
Aksi halde, yaşlılık aylığı kesilir ve ilgili sigortalı olarak prime tabi olur.
Dava konusu olayda, davacının yaşlılık aylığı almaya devam ettiği sırada 12.10.1993 tarihinde sigortalı olarak işe başladığı ve Kuruma verilen işe Giriş Bildirgesinde, Sosyal Güvenlik Destek primine tabi olarak çalışılmaya başlandığının belirtildiği ve 25.2.1994 tarihine kadar gerek kendisinden gerekse işverenden Sosyal Güvenlik Destek primleri kesildiği ve bu dönem zarfında davacının muntazaman yaşlılık aylıklarını almaya devam ettiği bunun ötesinde; Kuruma bizzat verdiği 2.2.1994 günlü dilekçesinde destek primli olarak çalıştığını doğruladığı açıkça belli olmaktadır. Ne varki, davacının, yıllar sonra T.C. Emekli Sandığından emekliliğinin söz konusu olması ve hizmet birleştirmesinin gündeme gelmesi üzerine; yukarıda belirtilen Sosyal Güvenlik Destek Prim Sisteminin engeliyle karşılaştığı ve bu dönemin hizmet birleştirilmesinde göz önünde tutulabilmesi için geriye yönelik işlem yapılmak istendiği, iradi olarak alınan yaşlılık aylıklarının Kuruma iade edilerek, belirtilen dönemin tüm sigorta kollarına tabi olarak değerlendirilmesinin hüküm altına alınması yönünden bu dava açılmıştır. Davacının, uyuşmazlık konusu dönemde yaşlılık aylığını devamlı aldığı, bu yönde Kurum'a verilen işe giriş bildirgesi ve yazılı başvurularının bulunduğu bu duruma yukarıda belirtilen hukuksal engelin çıkmasına kadar ses çıkarmadığı açıkça resmi belgelerle ortaya konduğuna göre artık kişinin yaşlılık aylığının irade ve istemi dışında kendisine ödendiği iddiasına geçerlik tanınamaz. Kaldı ki, yukarıda anlatılan olgular karşısında Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan iyiniyet kuralları da bu tür isteme cevaz vermez.
Açıklanan nedenlerle Yasaya aykırı biçimde, tüm koşullarıyla oluşmuş Sosyal Güvenlik Destek primli statünün yıllar sonra geçersiz sayılması Sosyal Sigortalar Hukuk Sistemiyle bağdaşmaz. Davanın reddi yerine kabulü Usul ve Yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün. yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 4.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.