 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/9340
Karar No : 1998/12396
Tarih : 24.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN TAHDİDİNE İTİRAZ
KEŞİF
KESİN MEHİL
KARAR ÖZETİ: 1) Mahallinde keşif yapıldığı, nizalı taşınmazın bir kısmının orman sayılan, diğer kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu bilirkişi raporuyla belirlendiği, bilirkişi raporuna davalı orman yönetiminin itiraz ettiği, davacıların ise önce keşif yapılmasını istemekle birlikte, sonradan buna gerek olmadığını söyleyerek karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldığına göre; artık davacıdan keşif gideri yatırması istenmeyeceği gibi, bu konuda kesin mehilde verilemez.
2) Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658, sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 363, 414)
(6831 s. OK. m. 1)
(4785s. OKDK. m. 1)
(5658 s. OKEK. m. 1)
Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen hükmün; Dairemizin 1.7.1998 gün ve 1998/6249-6908 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Davacılar Fahmiye ve mirasçıları, 19.4.1983 tarihli dilekçeleriyle dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını açıklayarak tahdidin iptalini istemişler, yerel mahkeme 19.10.1984 tarihinde yerinde inceleme yaparak taşınmazın kısmen orman sayılan kısmen de orman sayılmayan yerlerden olduğunu saptamış, bilirkişi tarafından düzenlenen rapora davalı Orman Yönetimi vekili 14.5.1986 tarihli oturumda itiraz etmiş; ayrıca, davacılardan Mehmet'te yapılmasını istemiştir. Daha sonra, 13.7.1987 tarihli dilekçesi ile de keşfe gerek olmadığını ve davasını ispat ettiğini açıklamıştır. Yerel mahkeme, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş, dosya da kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro mahkemesi, davacı tarafça keşif giderinin yatırılması için kesin mehil vermiş, yerine getirilmediği açıklanarak da davayı reddetmiştir. Hükmün tekrar davacılar tarafından temyizi üzerine, Dairemiz, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu vurgulayarak, bu mahkemece bakılması gerektiğini açıklamak suretiyle hükmü bozmuştur. Bozmaya uyan yerel mahkeme, görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı asliye hukuk mahkemesine göndermiştir. Yerel mahkeme bu aşamada başka bir inceleme yapmaksızın davanın ispat edilemediğinden reddine karar vermiş, hükmün davacılar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 1.7.1998 gün, 1998/6249 -6908 sayılı kararıyla onanmıştır.
Bu kez de, tekrar davacılar kararın düzeltilmesini istemişlerdir.
Yargıtay'ca yapılan incelemede, yargılama sırasında yerinde 20.4.1997 tarihinde keşif yapıldığı, keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporlarıyla da taşınmazın bir kısmının orman sayılan yer, bir kısmının da orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği; ayrıca, bilirkişi raporlarına karşı davalı Orman Yönetiminin itiraz ettiği, davalıların ise, önce keşif yapılmasını talep ettikten sonra da bu istemlerine gerek olmadığını ve karar verilmesini açıkladıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle, artık davacı tarafından keşif giderinin yatırılması istenemeyeceği gibi, bu konuda kesin mehil de verilemez. Kabule göre de yerel mahkemece yapılan keşif ve düzenlenen bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
Orman sınırlandırılması yapılmaya veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116,4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.7.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 1.6.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.3.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.6.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, önceki orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmemiş tahdit söz konusu olduğuna göre, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; ayrıca, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya davalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verilen bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, kesin mehle rağmen keşif giderlerinin yatırılmadığından, yeniden keşif yapılmadığı ve mevcut duruma göre de davanın ispat edilmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar veren yerel mahkeme kararını onayan Dairemizin 1.7.1998 gün, 1998/6249 - 6908 sayılı kararı usul ve yasaya aykırı bulunduğundan karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ Yukarıda açıklandığı gibi;
1- Davacı gerçek kişilerin karar düzeltmesi istemlerinin KABULÜNE, Dairemizin yukarıda anılan 1.7.1998 gün 1998/6249 - 6908 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA ve hükmün açıklanan nedenlerden dolayı (BOZLJLMASINA), 24.12.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.