 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/6132
Karar No : 1998/6030
Tarih : 29.09.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 6.993.414.967-TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.9.1998 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat Öğeday Ç... ile karşı taraf vekili Avukat Erhan M... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi Filiz Ekizoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan işçinin tazminatına esas ücretin belirlenmesinde, işçinin işyerinde yaptığı işin niteliği hiç bir kuşku ve dur aksamaya yervermiyecek şekilde saptanması gerektiği tartışmasızdır. Oysa, davacının işyerinde yaptığı işin açıkça saptandığı söylenemez. Zira, işveren davacının işyerinde çaycı ve meydancı olarak çalıştığını, davacı işe, inşaat ustası olarak görev yaptığını ileri sürmüş tarafların beyanları arasındaki bu çelişki giderilmeden tazminat, inşaat ustasının aldığı ücret esas alınarak saptanmıştır.
Yapılacak iş, davacının işyerinde yaptığı iş belirlenerek buna göre ücret yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, meslek kuruluşlarından sorulmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule görede tarafların hal ve mevkiine işverenin % 85 oranında kusurlu bulunmasına ve tazminatın miktarına göre dava konusu olayda borçlar kanunun 43.maddesinin öngördüğü koşulların oluşmadığı da ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı ile davalı yararına takdir edilen 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının karşılıklı birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 29.9.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.