 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5258
Karar No : 1998/5462
Tarih : 15.09.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZETİ : Takip edilerek "açılmamış" sayılan dava ile istenen manevi tazminat yeni dava ile arttırılamaz. Arttırılabileceği yönünde karşı oy var.
Davacı, işkazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Filiz Ekizoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddine
2-Davacı %34,20 sürekli işgörmezliğe uğraması nedeniyle Karadeniz Ereğlisi İş Mahkemesinin 1989/40 Esas ve 1994/24 Karar sayılı dosyası ile 1.000.000 TL manevi tazminat istemiş bu dosyanın takip edilmemesi nedeniyle 1994/118 Esas ve 1995/100 karar sayılı kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Ha l böyle olunca artık oturmuş ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, gerçekten, hukuka aykırı bir eylem yüzünden elem ve üzüntüler o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı olmadığı gibi ek bir dava ile manevi tazminat isteminin artırılmasına da olanak yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez bir defada istenilmesi gerekir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.9.1998 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Açılmamış sayılan bir davada, istenilmiş bulunan manevi tazminat talebinin zaman aşımı süresi içerişinde yeniden açılacak bir davada değiştirilmeyeceğine ilişkin sayın çoğunluk kararına aşağıda gösterilen nedenlerle katılmak mümkün olmamıştır.
a)Açılmamış sayılmasına karar verilen bir dava yok hükmündedir.
Hukuk usuli sistemimizde, açılmamış sayılmasına karar verilen bir dava yok hükmündedir ve kendisine hiçbir hukuki sonuç bağlanamaz. Taraflar açısından olumlu veya olumsuz hukuksal sonuç doğurmayan ve yok hükmündeki bir davanın etkilerini zaman aşımı süresi içerisinde devam ettirmek hukuksal çelişki ortaya çıkarır ve savunulması mümkün olmayan bir durum yaratır. Gerçekten, tüm sonuçlarıyla ortadan kalkmış bir dava yok hükmündedir ve hiçbir yönüyle dikkate alınmaz. Kaldı ki bir davanın açılmamış sayılabilmesi ve bu yönde bir kararın alınabilmesi davacı veya davalı durumda olan iki tarafın istemleri veya kendilerinden beklenilen yükümleri yerine getirmemeleri soncu mümkün olmaktadır. Davacının duruşmalara gelmemesi veya davasını takip etmemesi halinde dahi diğer tarafın davayı sonuçlandırılabilme yetkisinin bulunması karşısında davacıyı ilk istemiyle bağlı tutmak büyük haksızlık yaratır ve hakkın özünü ortadan kaldırır.
b)Sayın çoğunluk kararının ortaya çıkardığı önemli bir sonuçta zaman aşımı süresi içerisinde istenebilen ve kişisel bir hak olan manevi tazminat davasını dolaylı biçimde ortadan kaldırmasıdır. Gerçekten, sayın çoğunluk, yıllar önce açılmamış sayılan bir davada istenilmiş bulunan ve bugün için fazla değer ifade etmeyen 1.000.000 TL gibi bir meblağın yeni davada dahi değiştirilmeyeceğini kabul etmekle, dolaylı olarak davacının manevi tazminat istem ve hakkını elinden almıştır. Oysa, dava konusu olayda olduğu gibi, işkazası sonucu beden gücünün önemli ölçüde kaybedilmesinden duyulan elem ve ızdırabın bir nebze olsun giderilebilmesi için kabul edilmiş bulunan bir hukuki yolun olabildiğince açık tutulması asıldır. B.K. bu amaçla oldukça uzun sayılabilecek bir süreç kabul etmiş ve "10" yıllık süre içerisinde kişilere bu haklarını kullanma imkanı tanımıştır. Kimi nedenlerle, bu haklarını kullanmayan veya kullanamayan kişilere, bu haklarını geç veya erken kullanmaları nedeni ile farklı işlem yapılamaz ve özellikle bu hakları ellerinden alınamaz. Davacının, zaman aşımı süresi içerisinde manevi tazminat davasını açmasına ve dava tarihine göre elem ve ızdırapları karşılığı takdir ettiği bir meblağı talep etmesine ve özellikle kendisine bu hakkı karşılığı herhangi bir bedel ödemediği gibi bu hakkını kaybettirecek hukuksal işleminin söz konusu olmaması karşısında, yasal hakkın tanınması yerine, dava tarihi için dahi hiçbir değer ifade etmeyen bir meblağı, elem üzüntü karşılığı kabul etmek ancak, duyulan elem ve üzüntüyü artırmaktan başka bir şeye yaramaz ve B.K.'nun kabul ettiği bir hukuksal yolu ortadan kaldırdıktan öte hukuk sistemine duyulması zorunlu saygıyı yok eder.
Belirtilen nedenlerle sayın çoğunluk kararına karşıyım.