 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/3460
Karar No : 1998/5080
Tarih : 3.7.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, Kurum işleminin iptaliyle, isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Asuman Celkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Davalı Sosyal Sigortalar Kurumunun temyizde hukuki yararı olmadığından temyiz isteminin reddi gerekir.
2-Davacının temyizine gelince;
Dava, isteğe bağlı sigortalılığın iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ile, kurum sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. Davacının 1.1.1984 tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olduğu 1987 tarihine kadar primlerini 506 Sayılı Yasanın 85 inci maddesinin öngördüğü süre içinde ödediği, 1987 tarihinden sonra ödemediği, 9.4.1992 tarihinde, 1987 tarihinden sonrasına ait ödenmeyen primleri T.C. Ziraat Bankasındaki Sosyal Sigortalar Kurumuna ait hesaba yatırdığı, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık primleri ödenmeyen isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin iptal edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak Sosyal Sigortalar Kanununun 85/son maddesidir. Anılan maddede; ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmeyen primler için bu tarihten başlanarak 80 inci madde hükmüne göre gecikme zammı uygulanacağı hükmü yer almıştır. Maddenin açık anlatımına göre, isteğe bağlı sigortalılar, primlerini süresinde ödememeleri durumunda, ancak gecikme zammı ile sorumlu tutulacakları, sigortalılığın iptali ile ilgili bir yaptırımın sözkonusu olmadığı açık-seçiktir. Başka bir anlatımla primlerin ödenmemesi durumunda, sigortalılığın iptal edilmeyeceği, ödenmeyen primler için gecikme zammı uygulanacağı ortadadır. Esasen maddede, açık veya üstü örtülü engelleyici bir hüküm olmadıkça maddenin sigortalılar yararına yorumlanması İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun gereklerinden olduğuda söz götürmez. Öte yandan yasada olmayan bir hükmü idari işlemile tesis ederek davacıyı sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakmaya da yasaca olanak yoktur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözonünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 3.7.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.