 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/1609
K:1998/2138
Tarih : 3.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ZİLYEDLİĞİN KANITLANMASI
KARAR ÖZETİ: Kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetliğe davalı kadastro tespitine itiraz davasında, maddi bir olgu olan zilyetliğin tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir. Salt yerel bilirkişi anlatımı hükmüne dayanak yapılamaz.
(743 s. MK.m.639)
(3402 s. Kadastro K.m.14)
(1086 s. HUMK. m. 259)
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dava konusu taşınmaz, tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş olup, davacı zilyetliğe dayanarak eldeki davayı açmıştır. Yerel mahkeme taşınmazın 1959 yılından önce ormanın açılabileceğinden hareketle davayı reddetmiştir. Oysa, yerinde yapılan keşifle dinlenen orman bilirkişi taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunu, jeolog bilirkişi ise, kültür arazisi niteliğinde olduğunu raporlarında açıklamışlardır. Davacı zilyetlik maddi olgusunun kanıtlanması bakımından tanık listesini bildirmiş olup, bildirdiği tanıklar dinlenmediği gibi bunun nedeni de açıklanmamıştır.
Davacı kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle zilyetliğe dayanmaktadır. Zilyetlik maddi bir olgu olup, bunun tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir. Salt yerel bilirkişi anlatımı hükme dayanak alınamaz. Mahkemece, taraflardan tanıkları sorulup, HUMY.'nın 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmelidir. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.03.1998 günü oybirliği ile karar verildi.