Davacı, 394.428.000 TL. tedavi giderinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

 

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

 

Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı sigortalanın çocuğundan dolayı sağlık sigortası yardımlarından yararlanıp, yararlanmayacağı konusuna ilişkindir. Mahkeme yardım koşullarının gerçekleşmediği görüşü ile, bilirkişi raporları doğrultusunda istemi yerinde görmemiştir.

 

Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasanın ek 12. maddesine göre, sağlık sigortası yardımlarından yararlanabilmek için; en az 8 ay eksiksiz sağlık sigortaları primi ödenmiş olması ve sağlık ile sigorta prim borcunun bulunmaması gerekmektedir. Prim borcunun ödenmesinden amaç; sigortalının prim borçlarını ödeme konusunda iradesini ortaya koyması ve muntazaman prim borçlarını ödemesidir. Maddi hesap hata veya yanılgılardan kaynaklanan veya önemsiz kabul edilebilecek eksik ödemelerden bahisle, sigortalıların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ileri sürülemez. Kaldı ki; Kurum sözü edilen Yasanın 54. maddesinden kaynaklanan yetki ve görevi gereği bu tür eksiklikleri gidermek hakkına da sahiptir. Aksi uygulamalardan kişilerin sosyal güvenlikleri yönünden önemli aksamalar doğabilir ve kişi istenmeyen durumla karşı karşıya kalabilir.

 

Dava konusu olayda; dosyaya ibraz olunan bilgi ve belgelerden görüleceği üzere; davacı sigortalının sağlık prim borcu olduğuna ilişkin bir kayıt ve açıklama bulunmadığı, ayrıca prim borçlarının muntazam ödendiği ancak basamak yükseltme karşılıklarından kaynaklanan kısmi ödeme eksikliği bulunduğu görülmektedir. Bu tür bir noksanlığın giderilmesi veya düzeltilmesi ise, bir sosyal güvenlik kuruluşu olan Kurum inisiyatifindedir ve yasal açıdan mümkün bulunmaktadır. Nitekim, sigortalı da tüm borçlarını ödemiş bulunmaktadır.

 

Belirtilen maddi ve hukuksal olguların dikkate alınmadan aksine hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

 

0 halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

 

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972