 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8611
Karar No : 1998/273
Tarih : 26.1.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, 4.6.1996 gün ve 72542 nolu ödeme emrinin ve yasal dayanağı bulunmayan gecikme zammının iptaline, idari para cezasının 8.570.000 TL'lik kısmının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, görev yönünden reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Asuman Çelkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbiti edildi.
KARAR
Dava, hukuki nitelikçe, Sosyal Sigortalar Kurumuna idari para cezası borcu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Davacı hakkında 506 sayılı yasanın 1-10. maddesinde öngörülen koşulların oluşması nedeniyle idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının anılan maddede belirtilen prosedür çevresinde kesinleştiği, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, idari para cezasının idari aşamada kesinleşmesinden ve özellikle 6183 sayılı Yasa uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinden sonra "Borçlu olmadığının tesbiti ve ödeme temrinin iptali" şeklinde dava açılması durumunda görevli mahkemenin saptanması noktasında toplanmaktadır..
Davanın yasal dayanağı 3995 sayılı Yasanın 4.maddesiyle değişik 4792 sayılı Yasanın 19'ncu maddesinde kurum gelirleri kapsamına 506 sayılı Sosyal Sigortalar kanununa göre, alınan idari para cezalarının dahil edildiği ve süreci içinde ödenmeyen gelirlerin kurum alacağına dönüşeceği ve 506 sayılı Yasanın 80. maddesine göre gecikme zammı uygulanacağı hükmü öngörülmüştür. Öte yandan, Sosyal Sigortalar kanununun 80. maddesinde 3917 sayılı Yasanın l.maddesi ile yapılan değişikliğe göre, kanuni süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 Tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Kurum alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 tarih ve 6183 sayılı kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş Mahkemesi yetkilidir. Somut olayda davacı, 5183 sayılı yasa uyarınca yapılan takibin iptali ile ödeme emrinde belirtilen miktarda idari para cezası ve gecikme zammı borcu olmadığının tesbitini istediğine göre; uyuşmazlığın belirgin bir biçimde 506 sayılı Yasanın-80. maddesinden kaynaklandığı açık-seçiktir. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Ceza Mahkemesi olmayıp, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi olduğu ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı. şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Kabule göre de görevsizlik kararı verildikten sonra işin esasına girmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli sayılmaz.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.1.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.