 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1997/7353
K. 1997/7596
T. 20.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TESBİT DAVASI
İŞ KAZASI
MÜFETTİŞ RAPORU
KARAR ÖZETİ: Zararlandırıcı olayın iş kazası sayılması için, olaya maruz kalanın sigortalı olması ve ayrıca 506 sayılı Yasanın 11/A maddesindeki hallerden birinde meydana gelmesi gerekir.
Müfettiş raporu aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğundan, davanın niteliği göz önünde tutularak, işveren bordrolarına geçmiş veya benzer işi yapan başka işverenlerin kayıtlarında bulunan kişilerin bilgilerine başvurulup sonucuna göre karar verilmelidir.
(506 s. SSK. m. 2, 11/A, 130)
Davacı, geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesi istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Dava zararlandırıcı sigorta olayının; iş kazası sayılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 1l/A maddesidir. Anılan maddeye göre, iş kazası; a) sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c) sigortalının,. işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıyı hemen veya bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının, iş kazası sayılması için; 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin, Sosyal Sigortalar Kanununun 2. madde anlamında sigortalı olması, 2) Sigorta olayının, maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.
Somut olayda ve özellikle 6.1.1992 gün, 192 sayılı müfettiş tutanağında, davacının sigortalı olmadığı, işyerine arkadaşını ziyaret amacıyla geldiği sırada olayın meydana geldiği saptanmıştır. Öte yandan 506 sayılı Yasanın 130/2. maddesine göre, sigorta müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. Yargılamada dinlenen tanık beyanları tutanağın aksini kanıtlar nitelikte olmadığı açıktır.
Yapılacak iş; davacının işyerinde sigortalı olarak çalışırken sigorta olayına maruz kalıp kalmadığı yönünden, davanın niteliği göz önünde tutularak, işverenin bordrolarına geçmiş kimseler veya aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin kayıtlarına geçmiş kişiler saptanarak anılan kişilerin bilgilerine başvurmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 20.11.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.