 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/5647
Karar No : 1997/6895
Tarih : 28.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar vekilince istenilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.10.1997 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat Yeşim Ünal E... ile karşı taraf vekili Avukat Semiha T... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi Filiz Ekizoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, olay günü işyerinde, iskele inşaatında, prekaz denilen beton başlığını iskele ayakları üzerine montajını yapmakta iken, iskeleden 6-7 metre uzaklıktaki bulunan ve halatla bağlı olan dubaya halattan tutunarak geçmek isterken denize düşerek boğulmuş ve işkazası sonucu ölmüştür.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 73.maddesinin açık buyruğudur.
3.2.1997 günlü bilirkişi raporunda; olayda işçinin %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 73. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iç güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 73.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında ve iskele inşaatı işlerinde, uzman bilirkişilere konuyu yenidan yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelere birlikte değerlendirilerek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan 73. maddanin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul va yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacılar yararına takdir edilen 20.000.000 lira duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iaderise, 28.10.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.