 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/5175
Karar No : 1997/5431
Tarih : 18.09.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesinee karar vreilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Dava, meslek hastalığının tesbitiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalı Orman İdaresinin orman işyerinde mevsimlik işçi olarak tomruk yükleme ve istif işlerinde çalıştığı sırada rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmış, yapılan muayene sonucu verilen raporda (sevral spial kist) olduğu teşhisi konmuştur.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 11-B maddesidir. Anılan maddede meslek hastalığı, sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre, tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık sakatlık veya ruhi arıza halleridir şeklinde tanımlanmıştır. 11.maddenin son fıkrasında ise, "Bu Kanuna göre, tesbit edilmiş olan hastalıklar listesi dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması üzerinde çıkabilecek uyuşmazlıklar" Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır, hükmü getirilmiştir. Hiç kuşkusuzdur ki, iddia edilen hastalığın meslet hastalığı sayılabilmesi, maddede anlatımını bulan unsurların oluşmasına bağlıdır. Öte yandan, ortaya çıkan hastalık ile, işyerinde çalışma olgusu arasında uygun neden-sonuç bağının gerçekleşmiş olması gerkeir. Her ne kadar mahkeme davacının, davalının işyerinde çalışma koşulları nedeniyle rahatsızlandığının kanıtlanamadığını, doktor raporunun bu savı doğrulamadığnı gerekçesinde belirtmiş isede, bu konuda rapor maddi olgular tam olarak saptanmadan düzenlendiği gibi ortaya çıkan hastalık ile işyerinde çalışma olgusu arasında uygun neden-sonuç bağının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde de gerekli inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Olayda , davacının iddiasının subut bulabilmesi içir baştan beri anlatılan ilkeler doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılıp maddi olguların sağlıklı bir biçimde tesbit etme gereği söz götürmez.
Bu bakımdan, davacının çalışmasının hangi ortamda ne şekilde yapıldığı, işin özellikleri ile iş koşullarının nelerden ibaret bulunduğunun saptanması amacıyla işyerinde keşif yapılmalıdır. Öte yandan, dosyadaki rapordan başka daha önce tedavi kurumlarında tedavi gördüğü anlaşıldığ taktirde ve varsa müşahade kağıdı, rapor gibi belgeler getirtilmelidir.
Bu eksiklikler giderildikten sonra meselenin bir kere de Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda inceletilmesi gerekir.
Sözü edilen kuruldan hastalığın Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri tüzüğünden sayılan meslek hastalıklarından olup olmadığı, değil ise 11.maddenin son fıkrasında değinildiği gibi listeden olmamakla beraber ortaya çıkan hastalığn meslek hastalığı arasında illiyet bağının var olup, olmadığı da incelenmelidir.
Şayet Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporunda itibar edilmediği takdirde ve gerekli görülürse adli tıp meclisi ile Tıp Fakülteleri konseylerinin müteaalarına başvurulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlaşan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek haline davacıya iadesine, 18.9.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.