 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/4958
Karar No : 1998/636
Tarih : 5.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, iş ve işyeri itibariyle 506 sayılı Yasanın Ek 24/L maddesi kapsamında olmadığının tesbiti ile Kuruma 793829558 TL. borcu bulunmadığının tesbitiyle bu konudaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda, bozmaya uyarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek. işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.10.1997 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat Tülay D... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi . Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi Filiz Ekizoğlu tarafından, düzenlen en raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı kuruluşun, 505 sayılı yasanın 24.maddesi (L) bendinde
sözü edilen ve Sosyal Sigortalar Kurumunca ödenen sosyal yardım zamlarını Kuruma tekrar iade etmekle yükümlü Kuruluşundan olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 505 Sayılı Yasa 24.maddesi ile Kuruma kimi sosyal sigortalar dallarından aylık ve gelir alanlara sosyal yardım zammı adı altında bir ödeme yapılmasını öngörmüş, ancak kendisine ödeme yapılan kişinin yukarıda sözü edilen (L) bendindeki kuruluşlarla ilgisi halinde bu ödemelerin ilgili kuruluşça Kuruma geri verilmesini hükme bağlamıştı.Mahkeme belirtilen yasal çerçevede bir sonuca ulaşarak hüküm kurmak istemiş isede, 8.5.1997 günlü 4247 Sayılı Yasa konuya yeni boyutlar kazandırmış ve farklı düzenleme getirmiştir. Yeni yasal düzenleme, uygulanma zamanı itibariyle devam edegelen tüm uyuşmazlıkları da kapsadığından, doğrudan gözönünde tutulması zorunluğu bulunmaktadır. Yeni Yasa, 506 Sayılı Yasanın yukarıda sözü edilen 24.Maddenin (L) bendindeki kuruluşlar yönünden bir ayırım kabul etmiş ve bir kısım kuruluş ve idareler yönünden, sosyal yardım zamlarının Kuruma iadesi hükmünü belli zaman dilimi için askıya almış ve sorumluluğu hazine üzerinde bırakmış, diğer bir kısım kuruluşlar için ise, eski yükümlülüklerinin devamını istemiştir.
Gerçekten; 4247 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 506 sayılı yasanın 24 (L) bendinde sayılan kuruluşlardan; genel ve katma bütçeli idareler, özel idareler, belediyeler, döner sermayeli kuruluşlar ile kanunla veya kanunların verdiği yetkiye istinaden kurulan KAMU KURULUŞLARI ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamına giren teşekkül ve kuruluşlarla bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başına kadar tahakkuk etmiş bulunan Sosyal Yardım Zammı ile bunların gecikme zammı ve faiz borçları ile, 1997 yılı sonuna kadar gerek Sosyal Yardım Zammı ve bunlara ait gecikme zammının 1997 Mali yılı Hazine Müsteşarlığı Bütçesinin (940.01.3.405.900-4732) tertibindeki ödenekten Sosyal Sigortalar Kurumuna yapılan ödemelerle karşılanacağını ödeme usul ve esaslarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığınca müştereken hükme bağlanacağını ve nihayet anilin Kurum ve Kuruluşların, sosyal yardım zammı ile ilgili takibat, ve yargıya intikal etmiş uyuşmazlıklarının sona erdirildiği kabul edilmiştir. Buna karşın sözü edilen yeni Yasanın 1.Maddesi 2.fıkrasında yukarıda açıklanan, Kurum ve Kuruluşlar dışında kalan ve 305 sayılı Yasanın 24. maddesi (L) bendi kapsamı içerisindeki kimi kuruluşların sosyal yardım zammı ile ilgili hükümlerinin büyük.ölçüde devam ettiği vurgulanmıştır.
Şu duruma göre; uyuşmazlık konusu davada çözümlenmesi gereken ön sorun davacı Kuruluşun; yeni Yasanın 2.maddesinde sözü edilen Kuruluşlardan olup olmadığının saptanması noktasında toplanmaktadır. Eğer davacının,belirtilen türden bir Kuruluş olduğu saptanırsa; yeni düzenleme gereği uyuşmazlığı, anılan 2. madde çerçevesinde sona erdirmek aksi halde ve kapsam dışında olanlar için 1.madde hükmünü saklı tutmak koşuluyla, uyuşmazlığı çözüme bağlamaktır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olguların gözönünde tutulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 20.000.000 lira duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 5.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.