 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1997/464
K. 1997/512
T. 3.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MALULİYET ORANINA İTİRAZ
SOSYAL SİGORTALAR KURUMUNUN DAVAYA DAHİL
EDİLMESİ
KARAR ÖZETİ: Meslek hastalığı nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından verilen maluliyet oranının yeniden saptanması davası sonunda ve özellikle oranın artırılmasıyla ilgili olarak verilecek hüküm, Kurum 'un hak alanını ilgilendirdiğinden, bu dava, sadece işveren huzuru ile görülemeyeceğinden, Sosyal Sigortalar Kurumu davaya dahil edilmeli ve raporlara itirazla ilgili hükümler uygulanmalıdır.
(506 s. SSK. m. 18, 19, 20, 22, 23, 24, 25, 109)
(1086 s. HUMK. m. 53)
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Dava, nitelikçe meslek hastalığı nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından belirlenen % (0) sıfır maluliyetin yeniden saptanması ile, bu saptamaya göre maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Öte yandan, bu tür tesbitten amaç, aynı zamanda 506 sayılı Yasanın 19 ve ardından gelen maddelerden yararlanmaya yönelik olduğu açıktır. Başka bir anlatımla maluliyetin tesbitine ilişkin ilamı infaz edecek Kurum'un, Sosyal Sigortalar Kurumu olduğu ortadadır. Bu nedenle, uyuşmazlık, doğrudan Sosyal Sigortalar Kurumu'nun hak alanını da ilgilendirdiği söz götürmez. Bu bakımdan, bu tür uyuşmazlıkta, davanın yöntemince Sosyal Sigortalar Kurumuna da yöneltilmesinde yasal zorunluluk olduğu açık seçiktir. Oysa, açıklanan doğrultuda işlem yapılmaksızın salt işverenin huzuru ile davanın görülüp sonuçlandırıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, uyuşmazlığın niteliği göz önünde tutularak davayı yöntemince, Sosyal Sigortalar Kurumu'na da yöneltmek, bu yönde Kurum'un ileri sürdüğü delilleri toplamak, sorunu, 506 sayılı Yasanın 109. maddenin öngördüğü prosedür çevresinde çözümlemekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 3.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.