 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1997/4636
K. 1997/4942
T. 1.7.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MENFİ TESBİT
SOSYAL YARDIM ZAMMI
4247 SAYILI YASA
KARAR ÖZETİ: Davacı kuruluşun, 506 sayılı Yasanın, 24. maddesi (L) bendinde sözü edilen ve Sosyal Sigortalar Kurumu'nca ödenen sosyal yardım zamlarını Kurum'a iade etmekle yükümlü kuruluşlardan olup olmadığının tespiti için, 8.5.1997 günlü, 4247 sayılı Yasanın 2. maddesi çerçevesinde yapılarak araştırma sonucuna göre karar vermek gerekir.
4247 sayılı Yasadaki düzenleme, uygulama zamanı itibariyle devam ede gelen tam uyuşmazlıkları da kapsadığından, doğrudan göz önünde tutulmalıdır.
(506 s. SSK.m. 24)
(4247 s. SSKK. m.1 ,2)
Davacı, 506 sayılı Yasanın ek 24. maddesi kapsamında olmadığının ve 309.540.000 TL. borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı kuruluşun, 506 sayılı Yasanın 24. maddesi (L) bendinde sözü edilen ve Sosyal Sigortalar Kurumu'nca ödenen sosyal yardım zamlarını Kuruma tekrar iade etmekle yükümlü Kuruluşundan olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 506 sayılı Yasa 24. maddesi ile Kurum'a kimi sosyal sigortalar dallarından aylık ve gelir alanlara sosyal yardım zammı adı altında bir ödeme yapılmasını öngörmüş, ancak kendisine ödeme yapılan kişinin yukarıda sözü edilen (L) bendindeki kuruluşlarla ilgisi halinde bu ödemelerin ilgili kuruluşca Kuruma geri verilmesini hükme bağlamıştı. Mahkeme belirtilen yasal çerçevede bir sonuca ulaşarak hüküm kurmak istemiş ise de, 8.5.1997 günlü 4247 sayılı Yasa; konuya yeni boyutlar kazandırmış ve farklı düzenleme getirmiştir. Yeni yasal düzenleme uygulama zamanı itibariyle devam ede gelen tüm uyuşmazlıkları da kapsadığından, doğrudan gözönünde tutulması zorunlu bulunmaktadır. Yeni Yasa, 506 sayılı Yasanın yukarıda sözü edilen 24. maddenin (L) bendindeki kuruluşlar yönünden bir ayırım kabul etmiş ve bir kısım kuruluş ve idareler yönünden, sosyal yardım zamlarının Kurum'a iadesi hükmünü belli zaman dilimi için askıya almış ve sorumluluğu Hazine üzerinde bırakmış, diğer bir kısım kuruluşlar için ise, eski yükümlülüklerinin devamını istemiştir.
Gerçekten; 4247 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 506 sayılı Yasan!n 24 (L) bendinde sayılan kuruluşlardan; genel ve katma bütçeli idareler, özel idareler, belediyeler, döner sermayeli kuruluşlar ile kanunla veya kanunların verdiği yetkiye istinaden kurulan KAMU KURULUŞLARI ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamına giren teşekkül ve kuruluşlarla bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başına kadar tahakkuk etmiş bulunan sosyal yardım zammı ile bunların gecikme zammı ve faiz borçları ile, 1997 yılı sonuna kadar gerek sosyal yardım zammı ve bunlara ait gecikme zammının 1997 Mali Yılı Hazine Müsteşarlığı Bütçesinin (940.01.3.406.900-4792) tertibindeki ödenekten Sosyal Sigortalar Kurumuna yapılan ,ödemelerle karşılanacağını, ödeme usul ve esaslarının çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı'nın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığınca müştereken hükme bağlanacağını ve nihayet anılan Kurum ve Kuruluşların, sosyal yardım zammı ile ilgili takibat ve yargıya intikal etmiş uyuşmazlıklarının sona erdirildiği kabul edilmiştir. Buna karşın sözü edilen yeni Yasanın 1. maddesi 2. fıkrasında yukarıda açıklanan kurum ve kuruluşlar dışında kalan ve 506 sayılı Yasanın 24. maddesi (L) bendi kapsamı içerisindeki kimi kuruluşların sosyal yardım zammı ile ilgili hükümlerinin devam ettiği vurgulanmıştır.
Şu duruma göre; uyuşmazlık konusu davada çözümlenmesi gereken ön sorun; davacı Kuruluşun; yeni Yasanın 2. maddesinde sözü edilen Kuruluşlardan olup olmadığının saptanması noktasında toplanmaktadır. Eğer davacının belirtilen türden bir Kuruluş olduğu saptanırsa; yeni düzenleme gereği uyuşmazlığı, anılan 2. madde çerçevesinde sona erdirmek aksi halde ve kapsam dışında olanlar için 1. madde hükmünü saklı tutmak koşuluyla, uyuşmazlığı çözüme bağlamaktır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olguların gözönünde tutulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), bozmanın niteliğine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 1.7.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.