 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/4377
Karar No : 1997/4500
Tarih : 26.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3201 SAYILI YASAYA GÖRE YAPILAN
BORÇLANMANIN GEÇERLİ SAYILMASI
İŞSİZLİK SİGORTASI
YURDA KESİN DÖNÜŞ
KARAR ÖZETİ: Yurt dışında çalışan işçinin işinden ayrıldıktan sonra; çalıştığı ülkenin mevzuat gereğince iş buluncaya kadar ödenen işsizlik sigortasından yardım görmesi durumunda bu olgu, yurda kesin dönüş yapmadığı şeklinde anlaşılamaz.
Kesin dönüşten amaç, yurt dışındaki çalışma yaşamına son vermektir. 3201 sayılı Yasanın 3. maddesindeki çalışmama koşulu ile ikamet etme amaçlanmamaktadır.
Somut olayda davacı yurt dışında aktif sigortalı olarak çalışmaya işsizlik sigortasından yardım aldığından, yurtdışı çalışmalarının tamamı geçerli sayılmalıdır.
(3201 s.ÇTHK.m.3,6/B)
Davacı, 3201 sayılı Yasa uyarınca yaptığı borçlanmanın geçerli olduğunun ve 506 sayılı Yasanın 60. maddesi gereğince 1.11.1991 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve kesilen yaşlılık aylığının 23.7.1995 tarihinden itibaren kendisine ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılan borçlanmanın geçerli olduğunun tespiti ile, kurum sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. Davada uyuşmazlık, yurt dışında çalışan işçinin işinden ayrıldıktan sonra, çalıştığı ülkenin mevzuatı gereğince iş buluncaya kadar ödenen işsizlik sigortasından yardım görmesi durumunda; bu olgunun, yurda kesin dönüş yapmadığı şeklinde anlaşılıp anlaşılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle, davanın yasal dayanağı 3201 sayılı Yasanın 3. maddesidir. Anılan maddede; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yurda kesin dönüş yapanlar kesin dönüş tarihinden itibaren, yazılı istekte bulunmak ve yurt dışında geçen sürelerin tamamını veya dilediği kadarını döviz olarak ödemek suretiyle borçlanacakları hükmü öngörülmüştür. Maddede, öngörülen kesin dönüşten amaç; yurt dışındaki çalıştığı işyerinden ayrılmak suretiyle Türkiye'ye dönmektir. Başka bir anlatımla, yurt dışındaki aktif sigortalılığını giderek çalışma yaşamına son vermektir. Bu yön, aynı Yasanın 6/B. maddesinde; bu kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında "çalışmaya başlayanların» çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilir sözcükleri ile kesin dönüşten amacın; yurt dışında eylemli olarak çalışmama olgusunun amaçlandığı, çalışmama koşulu ile, ikamet etmenin amaçlanmadığı açık seçiktir. Somut olayda; davacının yurt dışında aktif sigortalı olarak çalışmadığı, işsizlik sigortasından yardım aldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 3201 sayılı Yasaya uygun olarak 1.6.1983 ila 30.6.1991 tarihleri arasındaki yurt dışı çalışmalarının geçerli sayılması gerektiği açık seçiktir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın bozma kararı çevresinde, istemin tümünün kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.6.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.