 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/3762
Karar No : 1997/7742
Tarih : 29.04.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında, TİS'den doğan ücret alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı (...) Genel Müd. avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.04.1997 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına avukat (...) ile karşı taraf adına avukat (...) geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davalı (..) Genel Müdürlüğü diğer davalıya işin bir bölümünde işvermek suretiyle taşeronluk sözleşmesi yapmıştır. Taşeronun işçisi olan davacı asıl işverinin tarafı olduğu TİS'nin hakkında uygulanmadığını iddia ederek bu sözleşmeden kaynaklanan isteklerde bulunmuştur.
Mahkemece davalı şirket arasındaki sözleşmenin göstermelik bir sözleşme olduğu yani şartnamede yer alan hükümler dikkate alındığında, davalı (...)'ın birçok yetkileri üzerinde bıraktığını, münhasıran işçilerin aynı işyerinde çalıştıkları, müteahhitler değiştiği halde işçilerin çalışmalarını sürdürdükleri kabul edilerek davalı (...)'ın gerçek işveren olduğundan söz edilerek davalı hakkındaki davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı dava dilekçesinde muvazaa iddiasında bulunmuş değildir. Öte yandan şartname hükümleri dikkate alındığında, işyerinin özelliği ve güvenliği nedeniyle bir takım denetim ve kontrol gerekçeleri ile (asıl işverenin) özel hükümler koyma gereğini duyduğu görülmektedir. Her taşeron değişikliğinde işçilerin tüm olarak, diğer taşeronla birlikte çalıştıkları sonucuna da varılmaktadır. Öte yandan denetim mekanizmasının bir gereği olarak (asıl işverenin) birkaç işçisinin aynı yerde çalışmış olmasından farklı bir sonucun kabulünü gerektirmez. Önceki müteahhidin temayüz etmiş birkaç işçisinin sonraki müteahhit tarafından çalıştırılmış olması da sonuca etkili değildir. Dava dilekçesinde de vurgulandığı gibi davalılar arasındaki ilişkinin dosya içeriğine göre asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunun kabulü gerçek duruma uygun düşer. Böyle olunca Dairemiz'in olunan içtihatları gereği alt işveren işçisi durumunda bulunan davacının asıl işveren durumundaki (....) Genel Müdürün taraf olduğu TİS'den yararlanması olanağı yoktur. Gerçekten asıl işverenin sorumluluğu 1475 sayılı İş Kanunu'nun 1/son maddesinde belirtildiği üzere, alt işverenin sorumluluğu ile sınırlıdır. Bu madde ve hukuki olgular karşısında asıl işveren (...) A.Ş.Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten bozulmasına, davalı yararına takdir edilen 600.000.-TL duruşma harcının istek halide ilgiliye iadesine, 29.04.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.