 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1997/2738
K. 1997/2857
T. 29.4.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İŞ KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVALARI
- YETKİLİ MAHKEMENİN BELİRLENMESİ
KARAR ÖZETİ: İş kazasından dolayı açılacak tazminat davalarına, davalının; ya da birden fazla olmaları durumunda davalılardan birinin ikametgahı veya işçinin, işini yaptığı yer için yetkili mahkemede bakılabileceğinden; işverenle taşeron arasında bu kurala aykırı olarak imzalanan yetki sözleşmesi, işçi açısından bağlayıcı olamaz.
(5521 s. İMK. m. 5)
(1086 s. HUMK. m. 9/2)
Davacı, işkazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan işçinin, Şavşat İlçesindeki Vali Konağı Sağlık Ocağının onarımında çalışmakta iken sürekli işgöremezliğe maruz kaldığı uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık; yöntemince yapılan yetki itirazı sonucu, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, belirgin olarak 5521 sayılı Yasanın 5. maddesidir.
Anılan maddeye göre, İş Mahkemelerinde açılacak her dava açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi; işçinin, işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz. Maddenin açık hükmüne göre, davacının iki seçimlik hakkı vardır: Birincisi, davalıların Türk Medeni kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde; diğeri de, işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede dava açmasıdır. Somut olayda, davacı seçimlik hakkını kullanarak davalıların Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahların bulunduğu Ankara'da davasını açmış olduğu açıktır.
Öte yandan, davacı işçinin, işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemenin de Artvin olmayıp, Şavşat İlçesi olduğu da ortadadır. Bundan başka, komisyon ile taşeron arasındaki sözleşmede yetkiye ilişkin koşul, tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, davacıyı bağlamayacağı da tartışmasızdır. Kaldı ki, biran için davacıyı da bağladığı kabul edilsede, anılan sözleşmedeki yetkiye yönelik koşul, 5521 sayılı Yasanın 5. maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden giderek, 5. maddeye aykırı olduğundan geçerli sayılamaz. Bütün bunlardan başka, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9/2. maddesine göre de, davalı birden fazla ise, dava bunlardan birinin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılacağı açık-seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
0 halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.4.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.