 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/6011
Karar No : 1996/6822
Tarih : 09.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 12.313.105.421 lira maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi ve davalılardan P.Holding A.Ş. ve P.R. vekillerince duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.11.1996 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat E.M. ile davalılardan P.Holding A.Ş. ile P.R. vekilleri Avukat A.K. vs. geldiler, diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi S.Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı ve davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalı B.K., davalıya ait işyerinde çalışırken, güvenlik danışmanı olarak göre yapan F.N.M.'nin tabancasını işyerinde satış koordinatörü olarak görev yapan P.R.'ye gösterdiği sırada, tabancanın ateş alması sonucu % 100 oranında meslekte kazanma gücünü yitirmiştir. İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 73. maddesinin açık kaynağıdır.
20.11.1993 günlü kusur raporunda, olay kaçınılmaz olarak nitelendirilmiş ve 20.1.1996 günlü bilirkişi raporunda ise P.Holding'in % 70, F.N.M. % 20, P.R. % 10 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş ve son kez anılan kusur raporu hükme dayanak alınmıştır.
Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler İş Kanunu'nun 73. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle olayın oluş biçimine göre iş yerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve işgüvenliği tüzüğünün ilgili madelerini incelemek suretiyle işverenin ve çalıştırdığı adamlarının iş yerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu hangi önlemlerin alındığı, hangi önlemlerin alınmadığı, alınan önlemlere sigortalının uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranını hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmadıkları anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, kusur raporunun İş Kanunu'nun 73. maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği, giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Kaldı ki hükme dayanak alınan ve muhalefetli rapor ile 20.11.1993 günlü rapor arasında da açık çelişki olduğu, anılan çelişkinin giderilmediği de ortadadır. Öte yandan, tazminatın saptanmasında işçinin net gelirinin, öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Hükme dayanak alınan hesap raporunda, işçinin 3.500.000 TL. ve beş ikramiye aldığı ve buna göre, asgari ücret üzerinden ücret aldığından bahisle, bilinen dönem hesabı asgari ücretin neti (6.095) misli arttırılarak yapılmış ise de işveren tarafından ibraz edilen bordrolarda davacıya ikramiye olarak ödenen miktar belli olmasına karşın, hesabın beş ikramiye üzerinden yapılmış olması da isabetli değildir. Bundan başka 1995/146 sayılı ek dava ile 4.000.000.000 TL. yalnızca P.Holding'ten tahsili istendiği halde, aynı miktarın diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi de isabetli sayılamaz.
Yapılacak iş, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen raporu dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirmek, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmek, giderek, hesap raporu yönünden davacının ücreti, ikramiyesi ve diğer hakları ücret bordrosunda belli olduğuna göre, belli olan bu ücreti ile, asgari ücret kıyaslanarak asgari ücretin üzerindeki oran belirlenmek suretiyle zarar ve tazminatın hesabını üç kişilik uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit ettirmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı ve davalılardan P.Holding A.Ş. ile P.R. avukatları yararına takdir edilen 6.000.000'er lira duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 9.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.