 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1996/3481
K. 1996/3537
T. 13.6.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BAĞ-KUR'LULARIN İNTİBAKLARI
MADDİ HATALI İNTİBAK
KARAR ÖZETİ Anayasal Sosyal Güvenlik Kurumlarının görevi, sadece iştirakçilerinin primlerini tahsil etmek değil, intibaklarını, iktisap ettikleri basamak üzerinden gerçeğe uygun biçimde yapmak, haklarını korumak, hak kaybına uğramamaları için gerektiğinde onları uyarmak olduğundan, 10. basamak üzerinden intibak isteyen ve primlerini buna göre ödeyen davacının, hataya düşerek "7" yazmış olması aleyhine yorumlanamayacağından, 11. basamağa intibakı yapılmalıdır.
(2709 s. Anayasa m. 66)
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 50,51,52, ek geçici m. 10,11)
(743 s. MK. m. 2)
Davacı, Kurum işleminin haksız olduğunu belirterek 10. basamaktan 7. basamağa indirilme işleminin iptali ile 11. basamaktan intibak işleminin yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Davacı sigortalının, Bağ-Kur'ca intibakının 10. basamaktan 7. basamağa indirilmesi ve 11. basamağa intibakının engellenmesi sonucunu doğuran Bağ-Kur işleminin iptaline ilişkin istemi mahkemece yerinde bulunmamıştır. Mahkeme, davacının 8., 9., ve 10. basamak primlerini ödediğini kabul etmiş, ancak, 1988 yılında, eskiye dönerek 8. basamak primlerini ödediğinden bahisle, istemi yerinde bulmamışsa da, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, davanın yasal dayanağını 1479 sayılı Yasanın 50., 51., 52. ve müteakip maddeleri ve bu maddelere davalı Bakanlar Kurulu Kararları oluşturmaktadır. Buna göre; bir sigortalının, altıncı basamağın üstünde seçeceği basamaklarda iki tam yılı doldurmak suretiyle basamak yükseltmek hakkı bulunmaktadır. Kurum, yasal olarak seçilmiş bulunan ve primleri ödenen basamaklara göre sigortalılarına yaşlılık aylığı bağlamakla yükümlüdür. Dava konusu olayda, sigortalının 1981 yılında 7., 1983 yılında 8., 1985 yılında 9. basamaktan intibaklarının yapıldığı ve primlerini noksansız ödendiği, 1987 yılında ise davacı sigortalının 10. basamak üzerinden intibakını istediği ve primlerinin bu basamak üzerinden ödediği, ne varki, intibak işlemlerine esas belgede basamak rakamını "10" yazacak yerde, maddi hata sonucu "7" olarak yazdığı anlaşılmaktadır. İşte Kurum, yapılan bu maddi rakam hatasını davacı sigortalı aleyhine yorumlamış ve davacının 7. basamağa dönüş yaptığını kabul ederek, intibak işlemini 11. basamak yapacak yerde, 8. basamak kabul ederek, yaşlılık aylığı işlemlerini buna göre yürütmek istemiştir. Bu tür bir yorum ve kabul ise, Kurum'un Anayasal işlev ve sigortalılara karşı yükümlülükleri ile bağdaşmaz. Gerçekten, bir sigortalının Sosyal Güvenliğine ilişkin, yıllarca önce primlerini ödemek ve yükümlülüğünü yerine getirmek suretiyle elde ettiği bir haktan daha sonra vazgeçtiğini ve vazgeçmek istediğini kabul etmek, Sosyal Güvenliğin temel İlkeleri ile hayatın olağan akışına ters düşer. Kaldı ki, davalı Kurumun yapılan bu maddi hatayı farkettiği anda, sigortalının haklarını korumakla yükümlü bulunduğundan, durumu düzeltmesi veya en azından ilgilisine haber vererek gerçeği ortaya çıkarması gerekirdi. Bir Anayasal Sosyal Güvenlik Kurumunun iştirakçilerine karşı görevleri sadece primleri tahsil etmek değil, intibakların iktisap ettikleri basamak üzerinden gerçeğe uygun biçimde yapmak ve haklarını korumak ve gerektiğinde sigortalıları uyarmak ve onların hak kaybına uğramalarını önlemektir.
Öte yandan, davalı Kurumun bu davranışı Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan iyiniyet kuralları ile dahi bağdaşmaz. Zira davalı, davacı sigortalının maddi yanılgı sonucu basamak yükselme formunda "10." yerine "7." basamak yazdığı ancak, 10. basamak üzerinden yatırdığı primleri kabul etmiş, sonuçta ise, intibakını 8. basamağa düşürmek suretiyle iyiniyet kurallarına aykırı hareket etmiştir. Sonuç olarak, yasal koşulların oluşması nedeniyle davacının istemini kabul etmek gerekirken reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.