 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1996/261
K. 1996/310
T. 29.1.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YAŞLILIK AYLIĞININ BAĞLANMASI
KARAR ÖZETİ : Yaşlılık aylığına hak kazandığından bahisle, prim ödeme gün sayısı, yaş, sigortalılık süresi, talep ve işten ayrılma koşullarını gerçekleştirerek başvuran sigortalının isteği, noksanlık nedeniyle reddedilirse, noksanlığın tamamlanmasını takip eden aybaşından itibaren, Kurum'un, önceki dilekçeye göre, kendiliğinden yaşlılık aylığı bağlanması gereklidir.
(506 s. SSK. m. 60)
Davacı, 10.6.1995 günlü, 17527 sayılı sigortadan emeklilik (tahsis) talebinin reddine dair kararın iptali ile 30.4.1995 tarihi itibariyle emeklilik tahsis işlemi yapılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Dava, 1.7.1995 tarihinden itibaren bağlanan yaşlılık aylığının iptali ile, 1.5.1995 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin saptanması istemine ilişkindir. Davacının 24.4.1995 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu Kurumca, talep tarihi itibariyle 25 yıldan beri sigortalılık süresini doldurmadığından talebinin reddedildiği, sigortalının 16.6.1995 tarihinde yeniden tahsis talebinde bulunması üzerine, 1.7.1995 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, sigortalının tahsis talebinde bulunduğu tarihte, yaşlılık aylığı bağlanması için gereken koşullardan birine sahip olmaması durumunda, yeniden tahsis dilekçesine gerek olmaksızın koşulun oluştuğu tarihi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerekip, gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 60 ve ardından gelen maddelere göre, sigortalının yaşlılık aylığına hak kazanması ve yaşlılık aylığı bağlanması için prim ödeme gün sayısı, yaş, sigortalılık süresi, talep ve işten ayrılma koşullarının birlikte gerçekleşmesi koşuldur.
Somut olayda, sigortalının başvuru tarihi olan 24.4.1995 tarihinde 60/A-C maddesinin öngördüğü 25 yıldan beri sigortalı olma koşulu hariç diğer koşullara sahip olduğu 25 yıldan beri sigortalı olma koşulu da iki gün sonra 26.4.1995 tarihinde gerçekleştiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla, sigortalının 26.4.1995 tarihinde yukarıda sözü geçen maddenin aradığı tüm koşullara sahip olduğu açık-seçiktir. Hal böyle olunca, sigortalıya yeniden tahsis dilekçesi vermeksizin, giderek önceki dilekçesi göz önünde tutularak koşulların oluştuğu tarihi takip eden 1.5.1995 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği söz götürmez. Tersinin kabulü, davalı Kurum'un Anayasadan kaynaklanan sosyal güvenlik ödevinin zorunlu sonucu olan, koşulların oluşması tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması yerine bağlamamasından kaynaklanan kusurundan yararlanmak olur ki, bu durumun hak ve nasafet kuralları ile bağdaşmadığı ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.1.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.