 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1996/2172
K. 1996/3076
T. 27.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
EMEKLİLİK İÇİN BORÇLANMA
İSTEK TARİHİNDEN SONRA ÇALIŞMA
KARAR ÖZETİ : Hizmet sözleşmesine dayalı olarak geçen sürelerin borçlanılması için, başvuru tarihinde sigortalı bir işte çalışmak gerekli ise de, bir yıllık borçlanma süresi içinde kalmak koşuluyla, istek tarihinden sonra da, sigortalı çalışılması halinde borçlanma hakkı kabul edilmelidir.
Borçlanma kabul edildikten çok sonra iptali, iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz.
(506 s. SSK. m. 60/A, geçici m. 5)
(743 s. MK. m. 2)
Davacı, emekliliğe hak kazandığının tesbiti ile emekli aylığı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Dava nitelikçe, borçlanmanın geçerli sayılması ile Kurum sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. Davacının, 4.10.1964 ile 21.6.1975 tarihleri arasında 1912 sayılı Yasanın geçici 5. maddesi gereğince borçlanmak için başvurduğu, borçlanmasının Kurum'ca kabul edildiği, 19 yıl sonra, başvuru tarihinde sigortalı olmadığından bahisle, borçlanma işleminin iptal edildiği, uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık, davacının başvuru tarihinde, sigortalı bir işte çalışması olmasa dahi, borçlanmak için yasanın tanıdığı 1 yıllık süre içinde, davacının sigortalı bir işte çalışması durumunda, borçlanmanın geçerli sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, davanın yasal dayanağını oluşturan geçici 5. maddeye göre; hizmet aktine dayalı olarak geçen sürelerin borçlanılması için davacının başvuru tarihinde sigortalı bir işte çalışması koşuldur. Nevar ki, bir yıllık borçlanma süresi içerisinde kalmak koşuluyla sigortalı çalışmasının istek tarihinden sonra gerçekleşmesi takdirinde de sigortalıya maddeden yarar-anma hakkı tanınmalıdır. Nitekim, davacının Nisan, Mayıs 1976 tarihleri arasında sigortalı çalışmalarının varlığı dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacının, borçlanması 28.6.1976 tarihinde kabul edildikten, 19 sene sonra 23.3.1995 tarihinde iptal edilmesinde Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesi bulunan afaki iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı da ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.