Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1995/7307
K. 1995/7433
T. 11.12.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
ZORUNLU BAG-KUR SİGORTALISI
BAĞ-KUR SAGLIK SİGORTASI KAPSAMI
KOCANIN SAĞLIK GİDERLERİ
ÇOCUKLARIN SAĞLIK GİDERLERİ
 
KARAR ÖZETİ: Bağ-Kur zorunlu sigortalısı kadının kocası, sağlık kolundan primin kesilmediği topluluk sigortasına tabi ise, eşin ve müşterek çocukların sağlık giderlerinin Bağ-Kur'ca karşılanması gerekir.
 
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 24/1, ek m. 11/a)
(506 s. SSK. m. 86)
 
Davacı, bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının sağlık yardımından yararlanması gerektiğinin ve sağlık karnesi verilmesi gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
 
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
 
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
 
Dava, bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının sağlık sigortası yardımlarından yararlanması gerektiğinin tesbiti ile, Kurum sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 1479 sayılı Yasanın ek 11. maddesidir. Anılan maddede; sağlık sigortası yardımlarından 1479 sayılı kanuna tabi sigortalılar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları diğer sosyal güvenlik kanunlarına ve özel kanunlara göre, sağlık yardımından faydalanmamaları durumunda yararlanacakları hükmü öngörülmüştür. Somut olayda davacı eşin, Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olduğu, kocanın ise 506 sayılı Yasanın 86. maddesi uyarınca topluluk sigortasına tabi olduğu, hastalık sigortası kolundan prim kesilmediği, bu nedenle kocanın sağlık giderlerinin, Bağ-Kur zorunlu sigortalısı bulunan eşine tebaen Bağ-Kur'ca karşılandığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca, dava konusu olayda, 1479 sayılı Yasanın ek 11. maddesinin öngördüğü koşulların çocuklar yönünden de oluştuğu açık-seçiktir.
 
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle somut olayda uygulama olanağı olmayan nedenleri içeren yetersiz bilirkişi düşüncesine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
 
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
 
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.12.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini