 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1995/5541
K. 1995/5608
T. 16.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
BAK-KUR SİGORTALISININ BORÇLANMASI
(Taksitleri ödememek)
KISMİ BORÇLANMA
ÖZET Hak ve yükümlülükleri belirten ve yaptırımları içeren yazının tebliği üzerine, borçlanma primlerini süresinde yatıran fakat son taksidi geç ödeyen Bağ-Kur sigortalısının, geç ödeme sebebiyle borçlanmasının geçersiz sayılmaması, taksitlere isabet eden sürenin kısmi borçlanma kabul edilmesi gerekir.
(1479 s. Bağ-Kur K. ek geçici m. 4/4)
Davacı, Kurumca yaratılan muarazanın menine ve on yıllık borçlanması nın geçerliliğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazının reddi gerekir.
2- Dava, isteğe bağlı sigortalı olarak, yapmış olduğu on yıllık borçlanmanın geçerli sayılması ile, Kurum sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. Davacının 11.12.1989 tarihinde isteğe bağlı sigortalı olarak on yıllık süreyi borçlanmak için istekte bulunduğu isteği kabul edilerek borçlanma tutarı 1.653.120.- TL.'nin 11.12.1991 tarihine kadar üç taksitte ödenmesi istendiği, ödeme yazısının, yaptırımı da içerdiği 10.1.1990 gün, 1912 sayılı yazının, 12.1.1990 tarihinde tebliğ edildiği, ilk taksit tutarı, (700.000.-) TL.'nin 10.1.1990 tarihinde ikinci taksit tutarı (750.000.-) TL.'nin 3.9.1990 tarihinde, son taksit tutarı (205.000.-) TL.'nin 9.4.1993 tarihinde ödendiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, son taksidin süresinde ödenmemesi durumunda taksitleri ödenen süreyi de kapsayacak biçimde, tüm sürenin geçersiz sayılıp sayılmayacağı giderek kısmi borçlanmanın mümkün olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 1479 sayılı Yasanın ek geçici 4/4. maddesidir. Anılan maddede, sigortalılığının başlangıç tarihinden itibaren iki yıl içinde borçlanma primlerinin ödeneceği, belirtilen süre içerisinde borçların tamamen ödenmemesi halinde, borçlanma talepleri geçersiz sayılır hükmü öngörülmüştür. Maddede, öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sigortalıya hak ve yükümlülüğünü belirten ve yaptırımı da içeren yazının tebliği tarihinden itibaren başlayacağı açıktır. Zira, borçlanma, prim tutarını ve ödeme sürelerini özellikle primlerin süresinde ödenmemesi durumunda ne gibi işlem yapılacağını bilmeyen sigortalıdan, edimlerini yerine getirmediğinden bahisle sosyal güvenlik haklarını etkileyecek biçimde borçlanmanın geçersiz sayılmasına hukukça olanak yoktur. Somut olayda, tebliğ tarihi itibariyle, davacı nın son taksidi tutarı (205.000. TL.)'yi 12.1.1992 tarihinde ödemesi gerekmekte isede; bir seneyi aşkın bir süre sonra 9.4.1993 tarihinde ödediği dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkca anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, süresinde ödenen taksitlere isabet eden sürelerin "kısmi borçlanmanın" kabulü gerektiği ortadadır. Dairemizin oturmuş ve yerleşmiş görüşü de bu doğrultudadır.
Mahkemece, maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.10.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.