Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/4510
Karar no : 1995/6257
Tarih : 24.4.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Alacaklı vekili tarafından borçlu şirket hakkında hizmet sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için genel haciz yolu ile takip yapılmış, 49 örnek ödeme emri borçluya 7.9.1993 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu şirket temsilcisi süresi içerinde İcra Müdürlüğüne borca itiraz etmiş, takip durmuştur. Alacaklı vekili 9.11.1993 tarihinde tebliğ dilekçe ile merciden itirazın kaldırılmasını istemiş, Ankara 11. İcra Tetkik Merciinin 10.12.1993 tarih ve 1993/201-9 sayılı kararı ile itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. 4.1.1994 tarihinde hacze gidildiğinde, borçlu şirket temsilcisi, alacaklı vekiline 8.000.000 lirayı aldığını şimdilik işlem yapılmamasını bildirmişler, haciz yapılmamıştır. Borçlu vekili 20.12.1993 tarihinde dilekçe ile Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesine 1993/1062 sayılı menfi tesit davası açmış, talebi üzerine mahkemece 4.1.1994 tarih 1993/1062 sayı ile: Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 1993/5615 sayılı dosyasında borç miktarının 51.230.000. lira olduğu bunun 8.000.000 lirasının ödendiği anlaşıldığından, bakiye 43.200.000 liranın icra veznesine depo edildiğinde icra dosyasına depo edilen paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyatı tedbir konulmasına karar verilmiştir. 7.2.1994 tarihinde de, davaya bakmak İŞ Mahkemesinin görevine girdiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine, ihtiyatı tedbirin kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde doyanın görevli Ankara İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. 5.1.1994 tarihli tahsilat makbuzu ile icra veznesine yatırılan 43.230.000 lira 9.2.1994 tarihli reddiyat makbuzu ile alacaklı vekiline ödenmiştir. Merci kararı Dairemizin 8.2.1994 tarih ve 1260-1652 sayılı kararı ile, takip dayanağı belgeler İİK.nun 68/1. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı, uyuşmazlığın muhakemeten halli gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mercice bozmaya uyulmuş, 28.10.1994 tarih ve 685-595 sayılı kararla itirazın kaldırılması talebi reddedilmiş, taraflarca temyiz edilmediğinden 9.11.1994 tarihinde kesinleşmiştir. Borçlu vekilinin istemi üzerine İcra Müdürlüğünce alacaklı vekiline ödenen paranın iadesi için muhtıra gönderilmiş, alacaklı vekili ise muhtıranın şikayet yolu ile iptalini istemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere İİK.nun 62. maddesi uyarınca itiraz üzerine takip durmuştur. Borçlu vekili mercii itirazın kaldırılması kararını temyiz etmiş ise de, temyiz  satıştan başka icra işlemlerini durdurmadığından hacze gidilmiş, borçlu temsilcisi sırf hacze engel olmak üzere borcun 8.000.000 lirasını alacaklı vekiline ödemiş, bakiyesini de saat 15.00'e kadar ödeyeceğini bildirmiştir. Bu beyanı açıkça itirazından feragat etmedikçe borcu kabul ettiği anlamına gelmez. Tedbir kararının kalkması üzerine icra veznesine depo edilen para alacaklı vekiline verilmiştir.
İİK'nun 366/son maddesinde, bozma kararı üzerine İİK.nun 40. maddesinin kıyasın uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 40. madde de ise "ilamın bozulması icra işlemlerini olduğu yerde durdurur. İlam hükmü yerine getirildikten sonra bozulupta aleyhine icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya eski haline iade olunur" denilmektedir.
Somut olayda, itirazın kaldırılması talebi reddedildiğinden takip sonuçsuz kalmıştır. Alacaklıya ödenen paranın İİK.nun yukarıda anılan maddeleri uyarınca iadesi gerekir. İcra Müdürünün İşleminde isabetsizlik bulunmadığından şikayetin reddi gerekirken kabulü yerinde görülmemiştir.
Bir an için menfi tesbit davasının borçlu aleyhine sonuçlandığı varsayılsa bile borçlu hakkında kesinleşmiş bir takip bulunmadığından dosyaya depo edilen paranın alacaklı vekiline ödenmesi olanaksızdır. Alacaklının eda davası açıp olumlu ilam alarak, ilama dayalı takip yapması gerekir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK. 366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.4.1995 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZILARI
Uyuşmazlık İİK.nun 7273 maddesi uyarınca açılan menfi tesbit davasında verilen tedbir kararı nedeni ile icra veznesine depo edilen asıl alacak ve %15 zarar karşılığı teminata ilişkin paranın ihtiyatı tedbirin kalkmasından sonra alacaklıya ödenmesi nedeniyle sözü edilen bu paranın borçluya İİK.nun 40. maddesine göre geri verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Çoğunluk görüşünde; İİK.nun 366. maddesi yollaması ile aynı Kanunun 40. maddesine göte bu paranın alacaklıdan geri alınıp borçluya iadesi mümkün bulunduğundan şikayetin reddine karar verilmesinin uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Oysa, İcra Veznesine yatırılan asıl borç ile teminat parası, İİK.nun 72. maddesine göte borçlu tarafından açılan menfi tesbit davası nedeniyle verilen tedbir kararı doğrultusunda icra veznesine borçlu tarafından depo edilmiştir.  İİK.nun 7276. maddesinde borç ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam olunacağı öngörülmüştür. Açıklanan bu yasal düzenleme karşısında; Mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararı nedeniyle ihtiyatı tedbirin kaldırılmasından sonra alacaklıya ödenen bu paraların borçluya geri verilmesi ancak menfi tesbit davası sonucunda yararına alacağı karara bağlıdır. Bu aşamada İİK.nun 40. maddesinde sözü edilen nakzedilmiş bir menfi tesbit ilamı bulunmadığından anılan para için bu maddenin uygulanması mümkün değildir. Zira nakzedilen hüküm Tetkik Merci Hakimliğinde verilen itirazın kaldırılması davasına ilişkin olup menfi tesbit davası ile ilgisi bulunmamaktadır. Öte yandan, Merci Hakimliğince alacaklının itirazın kaldırılması istemi reddedilmiş olup, takip iptal edilmemiştir. İtiraz sonucu takip durmuştur.Takipten dolayı borç olup olmadığı açılan menfi tesbit davasının sonucuna bağlıdır.
Açıklanan durum karşısında İİK.nun 72. maddesine göre açılan menfi tesbit davası sonucunda, borçlunun haklı çıkması halinde kendisine iadesi mümkün olan uyuşmazlık konusu paranın ilgisi olmayan merci kararının bozulması gerekçesine dayanılarak borçluya geri verilmesi yolundaki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. Bu nedenle merci kararı sonucu itibarı ile doğru olduğundan onanması görüşündeyiz.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini