 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/3349
Karar no : 1995/3187
Tarih : 12.6.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, meslek hastalığı sonucu malüliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, 100.000.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Enver Aktaş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Dava, meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma güç kayıp oranındaki artıştan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının, 6.12.1958 tarihinde %10, 12.5.1965 tarihinde %18, 20.10.1967 tarihinde %28.2'den %54 oranına yükselmesi nedeniyle manevi tazminat isteğinde bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık kusura ve dayanışmalı sorumluluğa ilişkindir.
Gerçekten, sigortalı işçi tarafından meslek hastalığı nedeni ile oluşan %10 oranındaki malüliyetin %28.2'ye yükselmesi nedeniyle Ankara 4.ve Zonguldak 2.İş Mahkemelerine dava açtığı her iki mahkemece 2.12.1975 günlü kusur raporunun hükme dayanak alındığı anılan kusur raporunda mahkemenin kabul ettiği gibi davalıların kusur oranının %100 olmayıp, davalı E.K.İ.'nin %10.82, Yeni Ç...'in ise %10.63 olduğu bu kusur oranlarına göre verilen kararların kesinleştiği dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkca anlaşılmaktadır. Öte yandan, meslek hastalığının değişik işyerinde çalışma sonucu oluşması durumunda davalıların sorumluluğunun dayanışmalı sorumluluk esaslarına göre değil davalıların kusur oranlarına göre çözümleneceği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Yapılacak iş, davacıda oluşan %28,2 oranındaki sürekli işgöremezlik oranının %54'e yükselmesi sonucu manevi tazminat istediği gözönünde tutularak davalıların fark malüliyetten dolayı kusur oranları yöntemince ayrı ayrı belirlenmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine 12.6.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.