 |
T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
E. 1995/1331
K. 1995/2288
T. 16.5.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İSTİHDAM EDENİN SORUMLULUĞU
KUSURSUZ SORUMLULUK
ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN TAM KUSURLU OLMASI
NEDENSELLİK BAĞINİN KESİLMESİ
KARAR ÖZETİ: İş kazası sonucu oluşan malüliyetlerden dolayı, istihdam edenin maddi ve manevi tazminatla yükümlü tutulabilmesi için "kusursuz sorumluluk ilkesi" gereğince, kendisinin veya çalıştırdığı kişinin kusurlu olması gerekmez.
Ne var ki; eylemle zarar arasındaki uygun neden-sonuç bağlı; işçinin veya üçüncü kişinin tam kusuru ile kesilmişse, istihdam eden tazminatla sorumlu tutulamaz.
(818 s. BK. m. 47,, 55)
(YİBK, 27.3.1 957 gün ve 1/3 s.)
(YİBK., 22.6.1966 gün ve 7/7 s.)
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden dolayı maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 619.075.000 liranın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmesi ve davalılardan Tüpraş A.Ş. vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılardan İsmail'in temyiz itirazlarının reddine.
2- Diğer davalı Tüpraş'ın temyizine gelince;
3- Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Olay günü, davalı İsmail yönetimindeki 14 .... 792 plaka sayılı, kamyon ile davalı İdareye ait sürücü Nail yönetimindeki 41 366 plaka sayılı minübüsün çarpışması sonucu, davacının % 46 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiği, kamyon şoförü davalı İsmail'in 8/8 oranında kusurlu olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, olayın oluşunda % 100 oranında üçüncü kişinin kusurlu bulunması durumunda istihdam eden sıfatı ile davalı İdarenin tazminattan sorumlu tutulup, tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, 27.3.1957 gün, 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere istihdam edenin sorumluluğu için kendisinin veya çalıştırdığı kişinin kusuru koşul değildir. Buradaki sorumluluk "özen ve gözetim ödevinin" objektif olarak yerine getirilmemesinden kaynaklanan "kusura" dayanmayan bir sorumluluktur. Zararın hizmet sırasında çalıştırılanın eylemi sonucunda meydana gelmesi yeterlidir. Başka bir anlatımla, kazanın işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olması sorumluluk için yeterli,olmayıp, eylemle zarar arasındaki uygun neden-sonuç bağının işçinin ya da üçüncü kişinin tam kusuru ile kesinleşmemiş olması da zorunludur.
Somut olayda, zararlandırıcı olayda % 100 oranında üçüncü kişi durumunda olan davalı İsmail'in kusurlu olduğu açık-seçiktir. Hal böyle olunca, zorlandırıcı olay üçüncü kişinin tamamen kusurlu davranışı sonucu oluştuğuna göre nedensellik bağının kesildiği, giderek yukarıda sözü geçen İçtihat Birleştirme Kararına dayanılarak istihdam eden davalı idarenin sorumluluğuna gidilemeyeceği ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle, anılan İçtihadı Birleştirme Kararına yanlış anlam verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılardan Tüpraş'ın bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), davalılardan Tüpraş A.Ş. avukatı yararına takdir edilen 750.000.- TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden Tüpraş A.Ş.'ye iadesine, temyiz harcının temyiz edenlerden İsmail'e yükletilmesine, 16.5.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.