 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2005/8312
K: 2005/13199
T: 31.10.2005
- KESİNLEŞMİŞ ORMAN KADASTROSU
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sonucu orman sınırları içinde kaldığı, kesinleştiği tarihe göre de hak düşürücü sürenin geçtiği ve 6831 sayılı Yasanın 11/1 maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen 10 yıllık sürenin geriye yürüyeceğine ilişkin yasada bir hüküm de bulunmadığına göre davanın reddi karan doğrudur.
(6831 s. OK. m. 11/1)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı gerçek kişiler, 4.8.2003 günlü dava dilekçeleri ile Mart 1971 tarih ve 2 numaralı tapu kaydının yüzölçümü bir hektar olduğu halde, yörede yapılan kadastro sırasında 493 ada 12 parsel sayılı 608 m2 yüzölçümlü taşınmaza uygulanarak adlarına tespit ve tapuya tescil edildiğini, 9392 m2'lik bölümün ise, 1997 yılında 3402 sayılı Yasanın 22/4. maddesi uyarınca 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sonucu oluşturulan 5279 Hektar yüzölçümlü Bürücek Devlet Ormanına ait Şubat 1962 tarih 1 numaralı tapu kaydının olduğu gibi tapu siciline aktarılması ile tapuya tescil edilen Akçatekir Beldesi, Bürücek Mahallesi 493 ada 13 sayılı parsel içinde kaldığını ileri sürere, 493 ada 13 sayılı orman parselinin 9392 m2'lik bölümüne ilişkin tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdi. Mahkemece, kesinleşen orman kadastrosu sonucu oluşan tapuya karşı, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde tapu kaydına dayalı olarak açılacak davaların, 3373 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 22.5.1987 tarihinden sonra yapılan orman kadastrosuna ilişkin olacağı, bu tarihten önce kesinleşen orman kadastrosunun iptali konusunda açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sonucu orman niteliği ile tapuya tescil edilen taşınmazın, tapu kaydına dayalı olarak orman kadastrosunun ve tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 1951 yılında ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına göre yapılacak arazi kadastrosuna esas olmak üzere 1996 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacıların tutunduğu Mart 1971 tarih 2 numaralı tapu kaydının 9392 m2'lik bölümünün yörede 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu sonucu 5279 Hektar yüzölçümlü Bürücek Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, orman kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarihe göre hak düşürücü sürenin çoktan geçtiği, davacı kişinin tapuya, zilyetliğe yada başka bir nedene dayanarak orman kadastrosunun iptal ettirecek hiçbir yasal dayanağı bulunmadığı (HGK 2004/20-646/E. 657 K.), 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesini değiştiren ve 28.5.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3373 sayılı Yasa ile sadece tapulu taşınmazlar için getirilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geriye doğru yürüyeceğine dair yasada herhangi bir hüküm de bulunmadığından, yasadaki bu hakkın yasanın yürürlük tarihinden sonra yapılan orman kadastro işlemleri ile ilgili olduğu, somut olayda 6831 sayılı Yasanın 11/1. ve 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddeleri hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 31.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.