 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2002/954
K: 2002/3146
T: 4.4.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İÇTİHAT ÖZETİ: Dava dilekçesinde, davanın belirtilen parseller arasındaki yola ilişkin olduğu anlaşıldığı gibi, yargılama sırasında HUMK.nun 80, maddesine göre mahkemeye verilen dilekçe ile de belirtildiğine ve dava dilekçesindeki maddi hataların düzeltilmesi davanın değiştirilmesi ya da genişletilmesi sayılamayacağına göre; davanın, konusu gözönünde bulundurularak sonuçlandırılması gerekirken, aslında dava konusu olmayan taşınmazların parsel numarasının dava dilekçesinde yanlışlıkla bildirildiğinden bahisle reddine karar verilmesi doğru değildir.
(1086 s. HUMK. m. 80)
Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Mahkemece önce verilen hüküm Yargıtay 20. hukuk Dairesinin 6.4.2000 gün 2000/2143-3093 sayılı bozma kararı ile kısa ve gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle bozulmuş, mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu 121 ada 12, 120 ada 32 parsellerin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir,
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Davacı Orman Yönetimi, yörede 3402 sayılı Yasa hükmüne göre yapılan orman kadastrosunda ve 121 ada 12,138 ada 32, 33 numaralı parseller arasında kalan ve kadastro paftasında yol olarak gösterilen bölümlerin bu parsellerle bir bütün halinde orman kasatro haritası içine alınıp, tutanakları ile birlikte gereği yapılmak üzere arazi kadastro ekiplerine teslim edildiği, yasa hükmüne göre bu yerlerin ölçü ve harita işlemlerini belirlenen sınırlar esas alınarak kadastro ekiplerince tamamlanması gerektiği halde, kadastro ekiplerinin sınırlara uymayarak arada yol bırakarak geniş orman parsellerini böldüklerini, yol olarak paftasında gösterilen bölümlerin de aslında orman olduğunun, bu nedenle işlemin iptali ile yol olarak gösterilen bölümlerin orman olarak Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın dilekçesinde 120 ada 32 ve 121 ada 12 parseller arasında kalan yol bölümü için değil, bu parseller yönünden açılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve 121 ada 12, 120 ada 32 parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiştir.
Ne var ki; dava dilekçesinde davanın 121 ada 12, 138 ada 32, 33 parseller arasındaki yol hakkında olduğu anlaşıldığı gibi, yargılama sırasında HYUY.nın 80. maddesine göre mahkemeye verilen dilekçe ile de bildirilmiştir. Dava dilekçesindeki maddi hataların düzeltilmesi davanın değiştirmesi ya da genişletilmesi de sayılamayacağından, davanın konusu gözönünde bulundurularak sonuçlandırılması gerekirken, dava konusu olmayan parseller hakkında hüküm kurulmuştur,
3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre yörede orman kadastro çalışması yapıldığı anlaşılmaktadır. Sözü edilen maddede "kadastro çalışma alanı sınırında orman bulunduğu takdirde, durum çalışmaya başlamadan önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. Bu yerlerin orman sınırlaması ve orman sınırı dışına çıkarma işlemleri 6831 sayılı Yasa hükmüne göre orman kadastro komisyonlarınca tesbit ve haritasına işaretlenerek tutanakları ile birlikte kadastro ekiplerine teslim edilir. Bu yerlerin ölçü ve harita işlemleri yukarıdaki sınırlar esas alınarak kadastro ekiplerince ikmal edilir"
Somut olayda bu madde hükmü uyarınca yapılan orman kadastrosunda orman mühendisi Güven'in 8.1.2001 tarihli raporunda (B), (C) işaretli yol bölümlerinin 121 ada 12 ve 138 ada 32-33 nolu parsellerle bir bütün halinde orman olarak sınırlandırıldığı, ne var ki arazi kadastro ekiplerinin kendilerine verilen harita ve tutanağa göre ölçü ve harita işlemini yapmaları gerekirken bu sınırlara uymayarak resmi belgelerin uygulanması sonucu da orman alanı olduğu belirlenen bölümleri orman dışında ve kadastro paftasında yol olarak gösterdikleri anlaşılmaktadır. Her ne kadar 3402 sayılı Yasanın 26/son maddesindeki "kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağı hükmü karşısında dava konusu edilen yol bölümü hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemesi nedeniyle davaya bakmada kadastro mahkemesinin görevli olamayacağı düşünülebilirse de orman kadastro komisyonunu bu bölümün 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca orman tahdit harita ve tutanağını düzenleyerek kadastro ekibine teslim ettiği halde, bu tutanak ve haritaya uymadan ölçü işlemini yaparak paftasında yol olarak göstermiş ve 3402 sayılı Yasasının 11. maddesi hükmüne göre tesbit sonuçlarını 8.2.1999-10.3.1999 arasında 30 günlük askı ilanına çıkarması üzerine Orman Yönetimi 3402 sayılı Yasanın 11/1 ve 6831 sayılı Yasanın 11/1 maddeleri uyarınca askı ilan süresi içinde 9.3.1999 tarihinde temyize konu orman kadastrosuna itiraz davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu yer hakkında arazi kadastro tutanağı düzenlenmişse de orman kadastro tutanağı ve haritası düzenlenmiş olduğuna ve yukarıda yazılı yasa maddeleri uyarınca askı ilan süresi içinde orman kadastrosuna itiraz davası açıldığına ve askı ilan süresinde açılan Orman Kadastrosuna itiraz davalarına bakma görevi kadastro mahkemesine ait olduğuna göre, davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü ile dava konusu (B), (C) işaretli yol bölümlerinin aynı ada son parsel numarası verilerek orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, aslında dava konusu olmayan taşınmazların parsel numarasının dava dilekçesinde yanlış bildirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç ; Açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 4,4.2002 günü oybirliği ile karar verildi.