 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2002/1940
K: 2002/2932
T: 1.4.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· ORMAN SINIRLANDIRILMASINA İPTALİ
· TAPUDAKİ ORMAN ŞERHİNİN KALDIRILMASI
· MAKİLİK ALAN
· TAPUNUN YASAL DEĞERİNİ YİTİRMESİ
İÇTİHAT ÖZETİ: 1- 3116 sayılı Kanunun 5653 sayılı Kanunla değişik l/e maddesi uyarınca çıkarılan makilerle orman sınırlarının birleştiği yerlerde orman sınırlarının teshiline ait yönetmelik ile bu yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonları yasal olup, yaptıkları işlemler de geçerlidir. Orman sınırlandırması kapsamında iken sözü edilen komisyonlar tarafından makilik alan olarak belirlenen taşınmazlar hakkında özel yasalar gereğince oluşturulan tapulara değer verilmesi gerekir. Ancak, özel yasalar uyarınca oluşturulanlar dışındaki tapulara değer verilemez.
2-Funda ve makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler orman sayılır.
Orman Kadastrosu kesinleşmekle orman sınırları içinde kalan tapu kayıtlan ve diğer belgeler yasal değerlerini yitirirler.
(YİBK., 22.3.1996 tarih ve 1993/5 E. 1996/1 K. s.)
(Y.HGK. Kararı-27.2.2002 tarih ve 2002/1-19/97 s.)
(6831 s. OK. m. 1/j)
(3402 s. Kadastro K. m. 12)
Taraflar arasındaki orman sınırlandırılmasının iptali ile beyanlar hanesindeki orman şerhinin kaldırılması davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin i kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı 1.3.1999 tarihli dava dilekçesiyle, Karamürsel ilçesi E... Beldesi Ağlanboğazı mevkiinde adına tapuda kayıtlı olan 1379 numaralı parsel orman olarak sınırlandırılmışsa da, bu öncesi orman olmadığı gibi 1951 yılında 5653 sayılı Yasanın 1.maddesi hükmü uyarınca makiye de ayrıldığını, üzüm bağı niteliğinde olan taşınmazın toprak ve su rejimine zarar vermediği ve orman bütünlüğünü bozmadığını, bu nedenle dava konusu parseli içine alan orman kadastrosu işleminin iptali ile tapu kaydı üzerine konan "orman tahdit haritası içinde kalmıştır" şerhinin kaldırılmasını istemiştir.
Dava, tapuya dayalı orman kadastrosuna itiraz ve bu işleme bağlı olarak tapu kaydına konan "orman tahdidi içinde kalmıştır" şerhinin iptalidir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman kadastrosu 27.7.1977 günü başlanarak 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre 15.8.1977 tarihinde yapılmış ve dava konusu parsel orman sınırı içinde bırakılarak sonuçları 24.8.1981 tarihinde ilan edilmiş süresinde orman kadastrosuna yapılan itiraz red edilerek işlem 10.9.1982 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece dava konusu 1379 numaralı parselin 5653 sayılı Yasanın 1.maddesine göre makiye ayrıldığı gerekçesiyle parsel hakkındaki orman sınırlandırmasının iptaliyle tapu kaydı üzerine konulan orman şerhinin kaldırılmasına karar verilmişse de; dosyadaki bilgi ve belgelere göre, çekişmeli taşınmazın bulunduğu Karamürsel, Ereğli Köyünde orman kadastrosunun ilk kez 6831 sayılı Yasanın 1744sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre 1977 yılında işe başlanılarak yapıldığı ve sonuçlarının 24.4.1981 tarihinde itirazlı olanların da komisyon incelemesi yapıldıktan sonra 9.9.1981tarihinde 1 yıl süreyle ilan edildiği ve itirazsız taşınmazlar yönünden 25.4.1982, itirazlı taşınmazlar yönünden de 10.9.1982 tarihinde kesinleştiği, bu işlem sırasında dava konusu taşınmaz ilk işlemle orman sınırları içine alındığı, davacının tapu kaydına dayanarak yaptığı itirazın komisyonca "1379 parselin tesbitine esas alınan Şubat 1324 tarih 24 ve 25 numaralı bahçe yeri ve eşcarına ait 2 evlek yüzölçümündeki tapu kaydının taşınmaza uymadığı, arazi üzerinde yapılan inceleme sonucu da 1379 parselin tesbitine esas alınan tapu kaydının 2670 m2 yüzölçümlü olması nedeniyle kaydın bu yere ait olmadığı, nitelik ve miktar olarak sahayı tutmadığı; teknik olarak arazi üzerinde yapılan incelemede 1379 nolu parselin kapladığı bitki örtülerini ihtiva ettiği meyilin %60'dan fazla olduğu dolayısıyla toprak muhafaza kararkteri taşıdığı görülmekle itirazın reddine ekip kararının aynen bırakılmasına oybirliğiyle karar verildiği" ve bu kararın 10.9.1982 tarihinde kesinleştiği, diğer taraftan Karamürsel E... köyünde 1955 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında dava konusu 1379 numaralı parsel ile öncesi bir bütün olduğu bildirilen 1357, 1362 ve 1365, 1366 ve 1377, 1381 numaralı parsellere 2 atik evlek yüzölçümündeki bahçe yeri nitelikli Şubat 1324 tarihli 24 ve 25 numaralı tapu kaydı revizyon gösterilerek tesbit tutanaklarının düzenlendiği ve 1379 numaralı parsel tesbiti itirazsız kesinleşerek davacı Lamia adına tapuya tescil edildiği ve orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra taşınmazın beyanlar hanesine 6.6.1991 tarihinde "orman tahdit haritası içinde kalmıştır" şerhinin verildiği yörede 1977 yılından önce orman kadastrosu yapılmadığı halde 27.8.1951 tarihinde başlanıp bir gün sonra 28.8.1951 tarihinde tamamlandığı bildirilen "makilik sahalar sınırlama tutanağı" başlığını taşıyan 8 satırdan ibaret tutanakla, işlem sırasında herhangi bir harita düzenlendiğinden söz edilmeksizin 14 (XIV) poligon numarasıyla Karapınar, Ulaşlı Köyleri civarında 1718 hektar yüzölçümlü arazinin Komisyon Başkanı Lütfü ve Komisyon Üyesi Cahit'den oluşan heyet tarafından makiye ayrıldığı ancak "alt kısmı çizilmemiş poligon sahası gösterilmiştir" notu düşülerek dosyaya gönderilen 1/25000 ölçekli olduğu sanılan krokide XIV nolu poligon kabataslak çizgilerle gösterildiği anlaşılmaktadır.
3116 sayılı Yasanın 5653 sayılı Yasa ile değiştirilen 1.maddesi (e) fıkrası uyarınca çıkartılan makiliklerle orman sınırlarının birleştiği yerlerde orman sınırlarının tesbitine ait yönetmelik ile bu yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonları yasal olup, yaptıkları işlemlerin de geçerli olduğu, orman sınırlandırması kapsamında iken sözü edilen komisyonlar tarafından makilik alan olarak belirlenen taşınmazlar hakkında özel Yasalar gereğince oluşturulan tapulara değer verilmesi gerektiği 22.3.1996 gün 1993/5-1 sayılı YİBBGK Kararıyla kabul edilmişse de, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapular dışında başka bir tapuya değer verilemeyeceği HGK'nun 27.2.2002 gün 2002/1-19/97 sayılı kararı ile benimsenmiştir.
Kaldı ki, makiye ayrıma komisyonu, yönetmeliğin öngördüğü biçimde kurulmamış ve Yönetmeliğin öngördüğü biçimde çalışma yapmamıştır. 18993/5-1 sayılı YİBBGK kararında "bu yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonları yasal olup yaptıkları işlemlerinin de geçerli olduğu" hüküm altına alındığına göre "yönetmelik uyarınca kurulmamış olan komisyonların yaptıkları işlemlerin geçersiz olduğu" sonucuna ulaşılır.
Yine XIV numaralı maki poligonunun belirlendiği tarihte bu yerde yapılmış bir orman sınırlandırması bulunmamaktadır. Sözü edilen İBBGK kararında "orman sınırlandırması kapsamında iken sözkonusu komisyonlar tarafından makilik olarak belirlenen taşınmazlar..." dan söz edilmiştir. Bu yerde makiye ayırma tarihinde orman sınırlaması yapılmadığına göre yapılan işlemin YİBBGK kararı kapsamı dışında olduğunun da kabulü gerekir.
Taşınmaz başında yapılan keşif sonrası düzenlemen orman bilirkişi raporunda, "dava konusu parselin %25 meyili, üzeri tamamen yasanın tanımına uyan maki florası ile kaplı olduğu" dahi açıklanmıştır. Makiye ayırma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 5653 sayılı Yasanın 1.maddesinin son fırkası ve 43 maddesi uyarınca muhafaza ormanı mahiyetini taşıyan veya devamlı hasılat veren makilerle örtülü sahalar Yasanın 1/e fıkrası dışında tutularak orman sayılmıştır. Yine çekişmeli taşınmaz hakkında orman kadastrosunun yapıldığı tarihte ve halen yürürlükte bulunan 6831 sayılı Yasanın 1/j maddesi gereğince de funda ve makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerler orman sayılır. Orman Kadastrosunun yapıldığı sırada yürürlükte bulunan 25.6.1970 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 38.maddesi "orman sayılan maki sahalarının maki olarak tefrik edildiğinin tesbitinde bu sahalar ilgili komisyonlar veya Maliye Bakanlığınca henüz tevzi'e tabi tutulmamış ise orman tahdit sınırları içerisinde alınır." Hükmü gereğince dava konusu taşınmazın orman sınırları içine alınması da Yasa ve Yönetmeliğe uygundur. Bilimsel olarak eğimi %12'li geçen funda ve makilerle örtülü yerler orman ve toprak muhfaza karakteri taşıyacağından hangi yönden bakılırsa bakılsın dava konusu taşınmaz Devlet Ormanı'dır. İşte bu nedenle, 1977 yılında orman kadastrosu sınırları içinde alınmış ve işlem 10.9.1982 tarihinde kesinleşmiştir. Davacının 1993/5-1 sayılı YİBBGK Kararı'nın kabul ettiği anlamda özel Yasalar uyarınca oluşturulmuş bir tapu kaydı da bulunmamaktadır.
Orman kadastrosu kesinleşmekle, orman sınırları içinde kalan tapu kayıtları ve diğer belgeler yasal değerlerini yitirirler. Taşınmazın 1977 yılında orman sınırı içine alınması işlemine davacının komisyon nezdinde yaptığı itiraz ret edilmiş ve süresinde dava açılmadığından çekişmeli taşınmazı orman kadastrosu sınırları içinde bırakan işlem 10.9.1982 tarihinde kesinleşmiştir. İşlemin yapıldığı ve kesinleştiği tarihe göre, davacının bu işlemi idari ya da yargı yoluyla iptal ettirebileceği hiçbir yasal mevzuat bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle dinlenme olanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlere Orman yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 1.4.2002 günü oybirliği ile karar verildi