Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2001/8183
K: 2001/9197
T: 29.11.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
6831/m.1, 2/B, 17/2
 
DAVA : Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Aziz D... mirasçıları ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Kadastro sırasında Değirmentaşı köyü, 20 parsel sayılı 5300 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Hasan oğlu Emirun ölmekle sonrasında mirasçıları Emine, Aziz, Yusuf ve Hamide D...'in zilyet ettikleri ancak Orman Yönetimince bu yerin orman olduğu bildirildiğinden, kamuoyunca belirlenmek üzere malik hanesi açık olarak tespit edilmiştir. Davacı Fahretin U... ve arkadaşları taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescili iddiasıyla dava açmışlardır. Komisyon 766 Sayılı Yasanın 29. maddesine göre yetkisizlik kararı verilerek tutanak düzenlediklerini tapulama mahkemesine göndermiştir. Aziz D... çekişmeli taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece Orman Yönetiminin davasının kabulüne, diğer davacıların reddine ve dava konusu parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Aziz mirasçıları ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın başında iki keşif yapılmış birinci ve ikinci keşfe katılan orman yüksek mühendisi bilirkişiler çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi ve bitki örtüsü itibariyle görüş bildirmişler, ancak birinci bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planında ne şekilde nitelendirildiği, ikinci bilirkişi raporunda da çekişmeli taşınmazın Memleket haritası ve hava fotoğrafında ne şekilde nitelendirildiği saptanmamış, sadece ikinci bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın amenajman planında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmiş, taşınmazın hangi bölümlerinin eğiminin ne olduğu, ağaç cinsi, sayısı ve yaşı net olarak belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazın çevresindeki taşınmazların hukuki niteliği üzerinde durulmamıştır.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
6831 Sayılı Yasanın 17/1-2. maddesi gereğince "devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlenmesi ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet ormanlarının herhangi bir surette yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan orman idaresince el konulur. Yanan yerlerde husule gelen enkaz hiçbir surette eşhasa satılamaz. Bunlar resmi daire ve müesseseler ihtiyacına tahsis olunur."
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenlerle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerler dışında hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıkların kazanılamayacağı ilkesini içermektedir ve amacı orman bütünlüğünü korumaktır.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır.
6831 Sayılı Yasanın 1. maddesinin 1. fıkrası gereğince, tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır. maddenin 1. fıkrasında sayılan nitelikleri taşıyan taşınmazların hangi hallerde orman sayılmayacağı maddenin 2. fıkrasında A, B, C, Ç, D, E, F, G, H, I, J bentlerinde sayılmıştır. J bendine göre, funda ve makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerler orman sayılmaz. Maki elemanları Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B madde uygulamasına ilişkin yönetmeliğin 20. maddesinde sayılmıştır. Bilimsel olarak %12 den fazla eğimli sahalar toprak muhafaza karakteri taşıyacağından eğimi %12 den fazla funda ile kaplı sahalar 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince orman sayılan yerlerdendir.
Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın komşusu olan taşınmazlarla ilgili kadastro tespitleri kesinleşmiş ise bu yolla oluşan tapu kayıtları, bu taşınmazlarla ilgili davalar derdest ise, dava dosyaları bu dosya içine konularak dosya keşfe hazırlanmalı, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; eğim ve taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, ağaç cinsi ve sayısı, kapalılık oranı, hakim bitki örtüsü detaylı şekilde belirlenmeli, kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, yukarda açıklandığı üzere orman bütünlüğünü bozan orman içi açıklığı olup olmadı hususunda orman mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, eğimi %12 den fazla olan funda ve maki kaplı alanların orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilmeli, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddütte yer vermeyecek biçimde saptanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 29.11.2001 günü oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini