 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2001/7207
K: 2001/6700
T: 25.9.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3402/m.7/4, 14, 17
743/m.639
4721/m.713
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Aşağıpulluyazı Köyü Aktarla (Kassı) mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 639. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde yazılan a = 2700 m2 ve b = 2300 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar hakkındaki davanın kabulü ile davacı Sait Y. adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 639. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 20.04.1988 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Genel arazi kadastrosu işlemi yapılmış ve paftaları 06.06.1991 tarihinde düzenlenmiştir. Paftanın düzenlendiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmemiştir.
Çekişmeli taşınmaz, 1988 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılmış ve bu işlem kesinleşmiştir. Tespit dışı kalan bir yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemekle beraber, bu işlem bir kadastro işlemidir. Bu tür taşınmazlar üzerinde hak iddia edenler için izlenmesi gereken yol, eski 766 sayılı Yasanın 2. maddesinde ve halen yürürlükte olan ve uygulanan 3402 Sayılı Yasanın 7/4. maddesinde belirtilmiştir. Anılan maddelerde öngörülen süreler içerisinde hak iddiasında bulunulmaması halinde, tespit dışı bırakılma işlemi kesinleşir. Tespit dışı bırakılan bir yerin Medeni Yasanın 639/1. maddesi ve 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakma işleminin yapılarak paftanın düzenlenme tarihinden dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Somut olayda toplanan delil ve belgelere göre, tespit dışı bırakılma işleminin yapılarak, paftanın düzenlendiği 1988 yılı ile temyize konu davanın açıldığı 03.09.1998 tarihi arasında 20 yıllık yasal edinme süresi dolmamıştır. Bu açıklamalara göre, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinden söz edilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.10.2000 gün 2000/8-1264 E.-1250 K. sayılı kararları da aynı doğrultuda olup, bu uygulama Dairemizde ve Hukuk Genel Kurulunda istikrarlı bir şekilde devam etmekte ve kökleşmiş içtihat niteliğini almış bulunmaktadır. Açıklanan hususlar göz önünde bulundurularak davanın reddine karar vermek gerekirken, davacının davasının kabulü yolunda oluşturulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlere göre; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.09.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.