 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2001/6914
K: 2001/7540
T: 15.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
- TAŞINMAZIN HAZİNE ADINA ORMAN REJİMİ DIŞINA ÇIKARILMASI
- TAPU VE ZİLYEDLİKLE KAZANMA
Karar özeti: 1- Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılıp tapuya tescil edilen nizalı taşınmazın, üç sınırı cebel, dördüncü sının tarikisin okuyan ve sınırları itibariyle her yere uyabilecek nitelikteki bir tapu kaydına dayanılarak, 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarınca tapu maliki gerçek kişiler adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
2- 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılmayacağının kabulü gerekir.
3- Kural olarak tapulu taşınmazların zilyetlikle
kazanılması mümkün değildir.
[6831 s. OK. (1744 s. Kanunla değ.)m. 2, 2/2]
(3402 s. Kadastro K. m. 18/2)
(2709 s. Anayasa m. 169,170)
(3116 s. OK. m. 13)
Taraflar arasındaki kadastro teshiline itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında K... köyü 415 parsel sayılı 28029,75 m2 yüzölçümün-deki taşınmaz 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacılar tapu kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, 1- Orman Yönetiminin davasının reddine, 2-Müdahil Hazinenin davasının kabulüne, 3- Davacı Fatma ve arkadaşlarının
isteminin kısmen kabulüne, 1.12.2000 tarihli krokide (4) işaretli 2410,63 m2, (5) işaretli 3670,60 m2, (6) işaretli 3269,17 m2 bölümlerin orman niteliği ile Hazine adına (1) işaretli 4938,97 m2 bölüm ile (2) ile işaretli 5282,38 m2'lik bölümlerin Günay, (3) ile işaretli 8406, 59 m2 kısmın Hatice adlarına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce . 22.9.1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 30.9.1975 tarihinde ilan edip dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
1- Çekişmeli taşınmazın öncesi 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içindeyken yörede 1975 yılında 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleşmesinden sonra Hazine adına Ağustos 1999 tarihinde 374 parsel numarası ile tapuya tescil edildiği, Orman Yönetiminin orman sayılan yer olduğu iddiasıyla davaya müdahale ettiği, mahkemece uzman bilirkişi krokisinde 4, 5, 6 numara ile işaretli taşınmaz bölümlerinin orman niteliği ile yeniden Hazine adına tescile karar verilerek Orman Yönetiminin davasının kabul edildiği, bu bölümler yönünden kurulan hükmün Orman Yönetiminin yararına olduğu, yararına hüküm verilen tarafın hükmü temyiz etmekte hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığına göre Orman Yönetiminin 4, 5, 6 ile işaretli bölümlere yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı Orman Yönetimi ile davalı ve katılan Hazinenin kişiler adına tesciline karar verilen uzman bilirkişi krokisinde 1, 2, 3 numaralarla işaretli bölümlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece davacıların tutunduğu Temmuz 1926 tarih, 28 nolu sicilden gelen Ekim 1953 tarih, 19 ve Ağustos 1955 tarih, 10 nolu 4595 m2, yüzölçümlü ve doğusu, batısı ve güneyi Cebel, kuzeyi Tarikiam okuyan tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu, kayıt fazlası üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşulların davacı yararına oluştuğu gerekçe gösterilerek Uzman Bilirkişi Ali'nin 1.12.2000 tarihli raporuna ekli krokide 1, 2, 3 numara ile işaretli bölümlerin davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın öncesinin 1948 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp, kesinleşen orman sınırları içindeyken yörede 1975 yılında 1744 sayılı Yasanın 2. maddesi hükmüne göre Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleşmesi ile Hazine adına Ağustos 1999 tarihinde 374 parsel numarası verilerek 28.029.75 m2 yüzölçümüyle Maliye Hazinesi adına tescil edildiği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gibi bu konu mahkemenin de kabulündedir.
Taraflar arasındaki çekişme; davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı ve Hazine adına 1744 sayılı Yasanın 2. maddesine göre orman rejimi dışına çıkartılıp tapuya tescil edilen taşınmazın davacıların tutunduğu tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılıp kazanılamayacağı noktasında toplanmaktadır. 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/2 maddesinde "... orman sınırı dışına çıkartılacak yer sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder" hükmü mevcutsa da tapu kaydının bu yere ait olması gerekir. Mahkemece davacılar tapusunun uzman bilirkişi krokisinde 3 numaralı bölüme uyduğu kabul edilmiştir. Ne var ki; tapu kaydı, Doğu, Batı ve Güneyi Cebel, Kuzeyi Tarikiam sınırlı olup, sınırları itibariyle her yere uyabilecek niteliktedir. Bu nedenle tapu kaydının taşınmazın 3 numara ile işaretlenen bölüme uyduğu konusundaki mahkeme görüşünde isabet yoktur.
1744 sayılı Yasa hükümlerine göre Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olup olamayacağına gelince;
3402 sayılı Kadastro Yasasının 18/2. maddesi hükmüne göre yasaları uyarınca devlete kalan taşınmazlar zilyetlikle kazanılamaz. 1744 sayılı Yasanın 2. maddesinde tapusuz taşınmazların Maliye Hazinesi adına orman rejimi dışına çıkarılacağı açıkça yazılıdır. Bu nedenle, bu tür taşınmazların yasaları uyarınca Devlete kaldığı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılmayacağı kabul edilmelidir. Diğer taraftan; orman rejimi dışına çıkarmanın amacı: Gerek 1961 Anayasasının 1255 sayılı Yasa ile değişik maddelerinde ve gerekse 1982 Anayasasının 169. ve 170. maddeleri hükümlerine göre bu yerlerin orman rejimi dışına çıkartılmasından sonra orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsis etmektir. Diğer taraftan 1948 yılında kesinleşen ve o tarihte yürürlükte bulunan 3116 sayılı Orman Yasasının 13. maddesinin emredici hükmü uyarınca orman niteliği ile tapuya tescil edilen taşınmazın nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde cinsi orman değil ve fakat Devletin özel mülkü olarak yine tapu sicilinde Hazine adına kayıtlı olma halini sürdürecektir. Somut olayda, orman rejimi dışına çıkarma işlemi kesinleştikten sonra dava konusu taşınmazın ormandan ifraz edilerek Hazine adına 374 parsel numarası ile tapuya tescil edildiği de anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı mülkiyet hukukunun temel prensiplerindendir. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazların niteliğine göre imar-ihya ve zilyetlikle kazanılacak yerlerden olduğu düşünülemez. Davanın reddine karar vermek gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsizdir.
Sonuç: 1 - Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE;
2- 2. Bentte açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 15.10.2001 günü oybirliği ile karar verildi.