 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2001/6183
K: 2001/6519
T: 24.9.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
3402/m.7/4, 14, 17
743/m.639
4721/m.713
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Hisar önü beldesinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 639. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde yazılı 5984.62 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Yönetimler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 639. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1994 yılında yapılmış ve sonuçları 20.12.1990-21.01.1991 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Paftanın düzenlenme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmemiştir.
Çekişmeli taşınmaz, 1984 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tesbit dışı bırakılmış ve bu işlem kesinleşmiştir. Tesbit dışı kalan bir yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemekle beraber bu işlem bir kadastro işlemidir. Bu tür taşınmazlar üzerinde hak iddia edenler için izlenmesi gereken yol, eski 766 Sayılı Yasanın 2. maddesinde ve halen yürürlülükte olan ve uygulanan 3402 Sayılı Yasanın 7/4. maddelerinde belirtilmiştir. Anılan maddelerde öngörülen süreler içerisinde hak iddiasında bulunulmaması halinde tesbit dışı bırakılma işlemi kesinleşir. Tesbit dışı bırakılan bir yerin Medeni Yasanın 639/1. maddesi ve 3402 Sayılı Yasanın 14. ve 17. madde hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için tesbit dışı bırakma işleminin kesinleştiği kadastro paftasının düzenlenme tarihinden dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Somut olayda, toplanan delil ve belgelere göre, kadastro paftasının düzenlenme tarihi 1990 yılı ile temyize konu davanın açıldığı 17.10.1995 tarihleri arasında 20 yıllık yasal edinme süresi dolmamıştır. Bu açıklamalara göre kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinden söz edilemez.
Y.H.G.K. 19.02. 1997 gün 1996/8-768 E. 1997/100 K., 18.02.1998 gün ve 1998/8-15 E.129 K. ve 11.10.2000 gün 2000/8-1264 E.-1250 K. sayılı kararları da aynı doğrultuda olup bu uygulama Dairemizde ve HGK'da istikrarlı bir şekilde devam etmekte ve kökleşmiş içtihat niteliğini almış bulunmaktadır. Açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak reddine karar vermek gerekirken, davacının davasının kabulü yolunda oluşturulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 24.09.2001 günü oybirliği ile karar verildi.