 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2001/3212
K: 2001/4048
T: 17.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6831/m.2/b
1086/m.275
3402/m.4
Davacılar vekili davalı Orman Yönetimi aleyhine 14.07.1993 gününde verilen dilekçe ile tapuda davacılar adına kayıtlı olan 175 ada 6, 193 ada 11, 191 ada 2 ve 3 ile 187 ada 8 parsel sayılı taşınmazların 95 nolu orman kadastro komisyonu tarafından orman sınırı içine alındığını belirterek komisyon kararının iptali ile bu taşınmazların orman tahdidi dışına çıkarılmasını talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 191 ada 3; 175 ada 6, 193 ada 11 parsellerin orman olarak Hazine adına tesciline, 191 ada 2 ve 187 ada 8 parsellerin A harfi ile gösterilen 850 m2 ve 7300 m2 miktarındaki kısımlarının orman niteliği ile Hazine adına, 191 ada 2 ve 187 ada 8 parsellerin B harfi ile gösterilen 8110 m2 ve 3754 m2 miktarındaki kısımların ise, davacılar adına eşit olarak tapuya tesciline karar verilmiştir. Bu hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından, istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, gerçek kişilerin 1968 tarihinde yapılan genel arazi kadastrosu çalışması neticesinde adlarına oluşan tapu kaydına dayanarak açtıkları 1993 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/b uygulamasına itiraz davasıdır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; taşınmazların yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşmiş orman tahdidi var olduğu gibi, ayrıca 1993 yılında aplikasyon ve 2/b uygulaması yapılmıştır. Aplikasyon, eski tahdidin aynen uygulanması suretiyle gerçekleşebilir. İlk tahdidi değiştirecek biçimde uygulama yapılamaz. Yeniden içeri alma ya da 2/b dışında, orman olan kesimleri dışta bırakma yoluna gidilemez. Dosyada yer alan 1948 yılına ait ilk tahdit haritası ile aplikasyon haritasının tamamen farklı olduğu ve hükmün farklı düzenlenen aplikasyon haritasına göre oluşturulduğu gözlenmiştir. Bu olgu, orman olan kesimlerin dışta kalmasına ve orman olmayan kesimlerin de içte kalmasına neden olabilir. Getireceği sonuçlar yanlışlık doğurucu ve gerçeğe aykırı olur. Bu yanlışlığın giderilebilmesi için evvelce görev almış bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman mühendisi ya da mühendisi ve bir fen elemanı ile keşif yapılarak 1948 yılına ait ilk tahdit haritası uygulanmak suretiyle, orman olan kesimlerle olmayan kesimler bu haritaya göre belirlenip, dava konusu taşınmazların hangi bölümde bulunduğu kesin olarak saptanıp, bilirkişilere duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortak imzalı rapor ve kroki düzenlettirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekir. Bu yönler gözetilmeksizin ilk tahdit haritası dışlanarak yanlış aplikasyona göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Yönetime iadesine 17.05.2001 günü oybirliği ile karar verildi.