Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2001/2876
K: 2001/3989
T: 17.5.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • ORMAN SINIRLAMASININ İPTALİ
  • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
Karar özeti: 1- 3573 sayılı Kanımla değişik 6831 sayılı Kanunun  11.maddesinde düzenlenen ve tapu maliki gerçek kişilere tanınan 10 yıllık dava açına süresi hak düşürücü süre olup, bu sürenin bitmesinden sonra tapuya dayanılarak orman kadastro işlemine karşı, hangi neden ileri sürülürse sürülsün dava açılamaz. Bu 10 yıllık hak düşürücü süre, orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilan edildiği 6 aylık sürenin bitiminden başlar.
2- 3373 sayılı Kanunla değişik 6831 sayıl, Kanunun 7. maddesi, orman sınırları dışında bırakılmış taşınmazlarda yeniden orman kadastrosu yapılması  ve orman sınırlan dışında    bırakılan    alanların    yeniden    orman  olarak sınırlandırılması olanağını ortadan kaldırmıştır.
(3373 s. K. değişik 6831 s. OK. m. 7, 11)
(3402 s. Kadastro K. m. 12/3)
 
Taraflar arasındaki orman sınırlamasının iptali davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı Selami, tapu kaydına dayanarak yörede 1988 yılında yapılan ve 20.6.1988 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasında Kalkan Beldesi Gelinkaya mevkii 4. pafta 294 parsel sayılı taşınmazın kısmen orman olarak gösterilip 2/B maddesi gereği Hazine adına orman sınırlan dışına çıkarılması işleminin yanlış olduğunu, bu yere ait sınırlama ve 2/B madde uygulamasının iptalini istemiştir. Mahkemece 1988 tarihli bu yere ait orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ilişkin sonuçların ilamından, dava tarihine kadar 10 yıldan fazla süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava 10 yıllık süreden sonra açılan orman tahdidi ve 2/B madde uygulaması işleminin iptali niteliğindedir.
Çekişmeli Kalkan Köyü Gelinkaya mevkii 294 parsel sayılı 57900 m2 yüzölcümündeki taşınmaz, 1978 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda Ocak 1950 tarih ve 7 sıra numaralı tapu kaydı revizyon gösterilerek, davacı Selami ve ortakları adına tesbit ve tescil edilmiştir. Dosya içindeki zeytincilikle ilgili dosya ve diğer kayıtlardan, Tarım Bakanlığının 3573 sayılı Yasa hükümlerine göre 20.7.1946 tarih ve 238645/43607 sayılı yazısı ile Ahmet oğlu Mustafa'yı, zeytinlik olarak ihya edilmek üzere tahsis işlemi yaptığı, 22.1.1947 tarihinde adı geçene ruhsat verildiği, 14.2.1949 tarihli rapor ile doğusu Mustafa zeytinliği, Batısı Ali zeytinliği, Kuzeyi Mustafa zeytinliği ve Pala zeytinliği, güneyi Süleyman zeytinliği ve gelin kayası ile çevrili 89273 m2 yüzölçümündeki taşınmazın imar ihyasının tamamlandığının ziraat müdürlüğü elemanlarınca rapor halinde belirlendiği ve bundan sonra çekişmeli parselin tesbitine esas alınan Ocak 1950 tarih 7 sıra numaralı tapu kaydının Mustafa adına oluştuğu, kadastro sırasında Ocak 1950 tarih 7 sıra numaralı tapu kaydı yüzölçümünden az olarak çekişmeli parsele revizyon gördüğü anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ile çekişmeli taşınmazın, 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde orman olarak sınırlandırıldığı, 1949 yılında 3573 sayılı Yasa hükümlerine göre zeytincilik parseli olarak ormandan ayrılarak Ahmet oğlu Mustafa'ya tahsis ve imar ihyası tamamlanarak onun adına tapuya tescil edildiği, 1978 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda sözü edilen tapu kaydı uygulaması sonucu 244 numaralı parselin Mustafa mirasçıları Selami ve müşterekleri adına zeytinlik niteliğiyle yapılan tesbit işleminin kesinleşmesi ile tapuya tescil edildiği, 1988 yılında, 3373 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan 1942 tahdidinin aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması sonucu yeniden orman sınırları içinde bırakıldığı gözlenmiştir.
Mahkemece, 1988 yılında yapılan aplikasyon sonuçlarının 20.6.1988 tarihinde ilan edildiği ve bu tarihten sonra 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Orman kadastrosu veya orman kadastrosu ile yapılan 2/B madde uygulamaları ya da önce yapılan orman tahdidinin aplikasyonu ve 2/B madde uygulamalarına karşı, çalışmanın yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan yasa hükümleri gereğince, ilgililere tanınan sürelerde bir itiraz sözkonusu olmaz ise bu işlemler kesinleşir. Hukukun hiç kimseye sonsuz sürede başvuru hakkı tanıdığı düşünülemez. Yasa hükümlerinden kaynaklanan hak düşürücü süreler içinde itiraz veya başvuru hakkı ya da geniş anlamıyla dava hakkı kullanılmaz ise bu sürelerin bitmesinden sonra dava hakkı kullanılamaz, başka deyişle, dava hakkı düşer. Hak düşürücü süreler dava şartı olup, mahkemelerce karşı tarafın itirazı aranmaksızın resen gözetilir, hak düşürücü süreye tabi dava hakkı, bu sürenin bitmesinden sonra kullanılmış ise, başkaca hiçbir araştırmaya girilmeden, dava ön şartı olan hak düşürücü süreden davanın reddi gerekir. 3373 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde düzenlenen ve tapu maliki gerçek kişilere tanınan 10 yıllık dava açma süresi hak düşürücü süre olup bu sürenin bitmesinden sonra tapuya dayanılarak orman kadastro işlemine karşı, hangi neden ileri sürülürse sürülsün dava açılamaz. Burada, aydınlatılması gereken husus, 3373 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde orman kadastro işlemine karşı tapu maliki gerçek kişilere tanınan 10 yıllık hak düşürücü sürenin hangi tarihten başlayacağıdır. 10 yıllık hak düşürücü sürenin hangi tarihten başlayacağı, 3373 sayılı Yasa ile değişik 11. maddede düzenlenmemiştir. Hemen belirtilmelidir ki; 6831 sayılı Orman Yasasında bu hususta bir düzenleme yoktur. Ancak Tasfiye Yasası niteliğinde olan ve genel arazi kadastrosunu düzenleyen 3402 sayılı Yasanın 12. maddesinde benzer bir düzenleme vardır. 3402 sayılı Yasanın 12. maddesinin başlığı "kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre:"dir. Maddenin 1. fıkrasında 30 günlük ilan süresinde dava açılmadığı taktirde dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlama ve tespitlerin kesinleşeceği, 3. fıkrasında da kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tesbitlere alt tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan, önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı, kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir. 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık süre, hak düşürücü süre olup, 13. maddede, bu sürenin kadastro tutanaklarının 12/1. madde hükümlerine göre kesinleşmesinden sonra başlayacağı düzenlenmiştir. Orman kadastrosuna ilişkin 6831 sayılı Yasanın 7 ila 11. maddelerinde düzenlenen hükümler, genel arazi kadastrosunu düzenleyen, 3402 sayılı Yasaya göre özel yasa hükümleridir. Bir olay hakkında, özel yasada hüküm bulunmaz ve aynı konu hakkında genel yasada hüküm bulunursa, sorunun çözümünde genel yasadaki hükümlerin uygulanacağı hukukun temel ilkelerindendir. O halde, 3373 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinin 1. fıkrası son cümlesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilan edildiği 6 aylık sürenin bitiminden, başka deyişle orman kadastro komisyonu kararlarının 6 aylık ilan süresi olan hak düşürücü sürenin bitmesi ile başlayacağı kabul edilmelidir.
Somut olayda; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, ilk orman tahdit işlemi, 1942 yılında yapılıp kesinleşmiş, 22 numaralı orman kadastro komisyonu 3373 sayılı Yasanın yürürlük döneminde, ilk orman tahdidinin aplikasyonu ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması için 20.7.1987 tarihinde işe başlamış, 18.11.1987 tarihli sonuçlandırma tutanağı ile işi bitirmiş, orman kadastro işlemine ilişkin tutanaklar, 20.6.1988 tarihinde birlik merkezine asılmak suretiyle ilan edilmiş, 20.12.1988 tarihinde 6 aylık askı ilan süresi geçmiş ve 22 numaralı orman kadastro komisyonunca yapılan orman kadastro işlemi kesinleşmiştir. Davacı 9.12.1998 tarihinde bu işleme karşı dava açmıştır. 10 yıllık hak düşürücü süre 20.12.1998 tarihinde dolacağına göre dava, 10 yıllık hak düşürücü süre bitmeden açılmış olmakla davanın hak düşürücü süreden reddi doğru değildir.
2896 ve 3302 sayılı Yasalarla değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların sınırlanmasına olanak vermesine karşın, 3373 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi, orman sınırları dışında bırakılmış taşınmazlarda yeniden orman kadastrosu yapılması ve orman sınırları dışında bırakılan alanların yeniden orman olarak sınırlandırılması olanağı ortadan kaldırmıştır. Orman sınırları içindeyken 3573 sayılı Yasa hükümlerine göre orman sınırları dışına çıkarılmış olan çekişmeli taşınmazın, 3373 sayılı Yasa döneminde yapılan aplikasyonla yeniden orman sınırları içine alınamayacağı, gözetilerek süresinde açılmış davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 17.5.2001 günü oybirliği ile karar verildi.
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini