Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E: 2001/2615
K: 2001/4821
1:5.6.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI YOLUYLA TESCİL
ÖZET : Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescile konu olabilmesi için öncelikle tapuda kayıtlı olmaması, orman,   mera, yayla ve kışlak gibi kamu  malı niteliğindeki yerlerden   bulunmaması ve 3402 sayılı Kamınım 14. ve 17. maddelerinde belirtilen zilyetlikle yer kazanmaya ilişkin gerekli koşulların   davacı yararına gerçekleşmiş olması gerekir.
(743 s. MK. m. 639)
(3402 s. Kadastro K. m. 14,17,18)
(6831 s. OK. m. 1)
(4785 s. OKDK. m. 1)
 
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği E... Köyü Korucak mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 639. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde (A) ile belirtilen 1014 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline, 653 ve 654 sayılı parseller hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından (A) bölümü yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 639. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1993 yılında yapılarak 10.11.1993 - 10.05.1994 tarihleri arasında askıya çıkarılan ve dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1953 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Paftanın düzenlenme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Ancak; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Bir taşınmazın tescile konu olabilmesi için öncelikle tapuda kayıtlı olmaması, orman, mera, yayla ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden bulunmaması ve 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerinde yer alan zilyetlikle yer kazanmaya ilişkin gerekli koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3116 sayılı Yasa uyarınca 1942 yılında yapılmıştır. 3118 sayılı Yasanın 1. maddesinde "bu kanunun tatbikinde kendi kendine yetişmiş veya emekle yetiştirilmiş olup da herhangi bir çeşit orman hasılatı veren ağaç ve ağaççıkların toplu halleri yerleri ile beraber orman sayılır" denilmekle o tarihte fiilen orman alan yerler Devlet ormanı sayılmış, çok eski tarihlerde orman olup da bu süre içinde örtüsü ortadan kalkmış yerler hukuken orman sayılmamıştır. Bölgede 3116 sayılı Yasa uygulaması sırasında taşınmazın bulunduğu E... Ovasının fotokopi suretiyle çıkartılıp aslı gibi olduğu onaylanan 1/10000'lik orjinal harita örneğinde 3170, 3172, 3173, 3174, 3181, 3183, 3182, 3180, 3181, 3175, 3176, 3177 ve 3171 orman sınır noktaları ite çevrilerek orman içi büyük tarım alanı şeklinde belirlenmiştir. Halen yürürlükte olan ve ormanlar için teminat niteliğindeki 4785 sayılı Yasanın, 1945 yılı sonrasında yapılan tüm orman tahditlerinde, bu arada çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1993 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre yeniden yapılan orman kadastrosu ile önceki tahdidin aplikasyonu sırasında da gözetildiği kural olarak kabul edilmektedir. Nitekim, E... Köyünde 1993 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince orman olduğu belirlenen ve 1942 yılında yapılan tahditde tahdit dışında bırakılan alanlar, orman sınırları içine alınmıştır.
Bölgede genel kadastro 1953 yılında yapılmış ve çekişmeli taşınmaz orman olarak tespit dışı bırakılmıştır.
4785 sayılı Yasanın gözetildiği, 3302 sayılı Yasa uygulamasında tüm ormanlar devletleştirilmiş olmakla 1942 yılında yapılan tahdit de değerlendirilerek orman alanlarının genişletilmesi gerekirken, mevcut haritada daraltıldığı gözlenmiştir. Bu olgu değinilen yasaların esprisine ters düşer. Aplikasyon, orman sınır noktalarının yeniden aynı noktada ihyası, yenilenmesi işleminden ibarettir ve aslına en uygun şekilde açı, mesafe sabit nokta unsurları dikkate alınarak ilk orman tahdidinin sınırlarının aynen korunmasını amaçlar. Oysa, dosya içinde yer alan ve 1/10000'lik biri 3116 sayılı Yasaya göre, diğeri 3302 sayılı Yasa uygulamasına ait orjinal haritaların aplike edilen orman sınır noktalan ve hatlarının birbirleriyle uyumsuz olduğu, tüm arazide orman sınır noktası hatlarının eğim, uzunluk, denize olan uzaklıklarında tarım alanları lehine geniş ve farklı uygulama yapıldığı gözlenmiştir. Mahkemece, değinilen çelişkiler üzerinde durularak yöntemince giderilmesine çalışılmamış, yetersiz uygulama, araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuştur.
Dosya kapsamından anlaşıldığına göre, Köyceğiz Adliyesi 1982 yılında yarığın geçirmiş, komşu dayanak parsellere ait dava dosyaları kısmen veya tamamen yanmış olduğundan, dava dosyaları yenilenmiş, haliyle tutanak örnekleri gönderilmekle yetinilmiştir. Komşu taşınmazların dayanaklarının tescile konu çekişmeli alanı ne olarak gösterdiğinin belirlenmesi, taşınmazın öncesinin niteliğinin araştırılmasındaki önemi de dikkate alınarak ilgili kayıt, belge ve krokilerin araştırılarak bulunması ve gerektiğinde komşu parsel kayıtlarının Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden getirtilip tüm belgelerin dosyaya eksiksiz katılmasını sağlaması zorunludur.
O halde; mahkemece, 1942 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidine, 3302 sayılı Yasa uygulamalarına ait tutanaklar ve haritalar ile 1953 yılında yapılan genel arazi kadastro paftası getirilip dosyaya eklenerek, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilerek üç uzman orman yüksek mühendisi ya da mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte tutanaklardaki orman sınır noktaları arazide birer birer bulunup ölçülerek yöntemince zemine uygulanmalı; tüm E... Ovasının 3116 sayılı Yasa ve 3302 sayılı Yasa uygulamalarına ait tahdit haritaları ile kadastro paftaları ayrı ayrı özel aletlerle ölçekleri eşitlenmek suretiyle çakıştırılmalı; çekişmeli taşınmazın, bu belgelerdeki konumu saptanarak hazırlanan bu çakıştırılmış harita üzerinde denetime elverişli nitelikte bilirkişilere ortak imzalı, yeterli, duraksamaya yer vermeyen rapor ve kroki düzenlettirilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak uygulama ve araştırma sonunda;
1) Çekişmeli taşınmazın kısmen veya tamamen 1842 tahdit haritasına göre orman sınırları içinde kaldığı, 3302 sayılı Yasa uygulaması sırasında orman sınırları içine alındığı veya 2/B maddesine konu edildiği saptandığı taktirde, davanın reddine karar verilmelidir.
2) Çekişmeli taşınmazın tahditlerde orman sınırları ve 2/B madde uygulama alanı dışında tarım alanı kesiminde kaldığının belirlenmesi halinde ise, davanın, Medeni Yasanın 839. maddesinde yazılı zilyetliğe dayalı tescil isteğine yönelik olması nedeniyle taşınmazın öncesi özellikle de taşınmaza komşu dayanak kayıt ve belgelerinin bu yerleri ne olarak nitelendirdiği hususu da dikkate alınarak zilyetlikle edinilmeye elverişli nitelikte bulunup bulunmadığı, zilyetliğin süre ve biçimi araştırılmalı; taşınmazın ekonomik amacına uygun kullanıp kullanılmadığı, üzerinde zeytinliğin bulunması halinde veya diğer nedenlerle imar-ihyaya konu edilip edilmediği imar-ihyaya konu yerlerden ise kullanımın ne zaman başlayıp nasıl sürdüğü, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden ise imar-ihya tamamlandıktan sonra dava tarihine kadar yeterli zilyetliğin olup olmadığı yaşlı, tarafsız, ehil yere! bilirkişi ve tarafların gösterecekleri tanıklar yerinde dinlenerek belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, çevresi uzman orman ve tarım bilirkişilere incelettirilerek bilimsel verilen taşıyan rapor alınmalıdır. Taşınmazın esas niteliği hakkında bilgi vermeyen bilimsel değerden yoksun raporlarla yetinilmemelidir. Bunların yanında, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinin amir hükmünün kamu düzeni ile ilgili bulunduğu, bu hükmün zilyetliğe .dayalı isteklerde mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği nazara alınarak, gerçek kişilerin (satıcı, davacı, miras bırakan vb. belgesiz zilyetlik yoluyla kazandıkları toprak miktarı 3083 sayılı Yasa çerçevesinde Tapu Sicil Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden sorularak yasal kısıtlamalardaki 40 ve 100 dönümlük kazanılabilecek toprak miktarı gözetilerek istem konusu parselin bu bakımdan zilyetlik yolu ile kazanılıp kazanılamayacağı da belirlenmeli, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Değinilen yönler gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma ve denetime elverişli olmayan uygulamaya, yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alman temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine, 05.06.2001 günü oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini