 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/3427
Karar no: 2000/4024
T : 27.4.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TESBİT DIŞI BIRAKILMIŞ YER
TESCİL
ZİLYEDLİKLE KAZANMA
Karar Özeti: Kadastroca tesbit dişi bırakılmış bir yerin MK'nun
639/1 ve 3402 saydı Kanunun 14 ve 17. maddeleri uyarınca
tapu ya tescil için, tesbit dışı bırakma işleminin kesinleştiği
tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile, yasada
belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir.
(743 s.MK.m.639)
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 17)
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda; davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, sünesinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar veriildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Dava, genel kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın Medeni Yasanın 639/1. maddesi hükmü uyarınca tapuya tescili isteğine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmaz, 1986 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılmış ve bu işlem kesinleşmiştir. Tespit dışı kalan bir yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemekle beraber, bu işlem bir kadastro işlemidir. Bu tür taşınmazlar üzerinde hak iddia edenler için izlenmesi gereken yol, eski 766 sayılı Yasanın 2. maddesinde ve halen yürürlükte olan ve uygulanan 3402 sayılı Yasanın 7/4. maddesinde belirtilmiştir. Anılan maddelerde öngörülen süreler içerisinde hak iddiasında bulunulmaması halinde, tespit dışı bırakılma işlemi kesinleşir. Tespit dışı bırakılan bir yerin Medeni Yasanın 639/1. maddesi ve 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakma işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Somut olayda toplanan delil ve belgelere göre, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı 1986 yılı ile temyize konu davanın açıldığı 24.11.1988 tarihleri arasında 20 yıllık yasal edinme süresi dolmamıştır. Bu açıklamalara göre, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinden söz edilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.2.1997 gün 1996/8-768 E. - 1997/ 100 K. ve 18.2.1998 gün ve 1998/8- 15 E. - 129 K. sayılı kararları da aynı doğrultuda olup, bu uygulama Dairemizde ve Hukuk Genel Kurulunda istikrarlı bir şekilde devam etmekte ve kökleşmiş içtihat niteliğini almış bulunmaktadır. Açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak davanın reddine karar vermek gerekirken,davacının davasının kabulü yolunda oluşturulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlere göre; dayalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.4.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.