 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/11131
Karar no: 2001/2285
Tarih: 26.3.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 3402 SAYILI KANUNUN 4/3. MADDE UYGULAMASI
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
- GAYRISABİT SINIR
Karar Özeti: 1- 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesi uyarınca orman sınırlaması ve orman sınırlan dışına çıkarma işlemlerini 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapıp haritasına işledikten sonra tutanaklarıyla birlikte kadastro ekiplerine teslim edecek heyetin, aynı Kanunun 7/2. maddesine uygun olarak kurulan Orman Kadastro Komisyonu olması gerekir.
2- Her ne kadar, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi uyarınca hak sahiplerinin, tapuya dayanarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kesinleşen tahdide karşı dava açma haklan saklı ise de, tapu kaydı yerine vergi kaydı ve zilyedliğe dayanarak orman niteliğindeki tapunun iptali istenemez.
3- Gayrisabit sınırlı ve sınırında eylemli olarak devlet orman; bulunan vergi kaydı miktarı ile geçerlidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 4/3, 20/C)
(6831 s. OK. m. 7/2,11/1)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında Iğdır Köyü 173 ada 16 parsel sayılı 191.375 m2 yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliği ile 3.9.1993 tarihinde düzenlenen tutanakla Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin 3000 m2'lik bölümünün ifraz edilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Davacı, 1993 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında orman niteliği ile Hazine'^adına tespit edilip kesinleşen 191.375 m2 yüzölçümündeki 173 ada 16 numaralı parselin 3000 m2'lik bölümünün kendi adına tespit gören aynı ada komşu 1 numaralı parsel ile birlikte kullandığını, ancak kadastro ekiplerince ormana terk edildiğini ileri sürerek bu bölümün tapusunun iptali ile adına tescili istemiyle dava açmış, mahkemece dava kabul edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Yasasının 4/3. maddesi "kadastro çalışma alanı sınırında orman bulunduğu takdirde, arazi kadastro ekibi çalışmaya başlamadan iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. Bu yerlerin orman sınırlaması ve orman sınırları dışına çıkarma işlemleri 6831 sayılı Orman Yasası hükümlerine göre orman kadastro komisyonlarınca tespit ve haritasına işaretlenerek tutanaklar ile birlikte kadastro ekiplerine teslim edilir. Bu yerlerin ölçü ve harita işlemleri yukarıdaki sınırlar esas alınarak kadastro ekiplerince ikmal edilir. İki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenememesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu yasa hükümlerine göre yürütülür. Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde ORMAN KADASTRO İŞLEMLERİ DE İKMAL EDİLMİŞ SAYILIR" hükmünü taşımaktadır. Buna göre, çalışma alanındaki orman sınırları, ister orman kadastro ekiplerince iki ay içinde yapılsın, isterse daha sonra arazi kadastro ekiplerince belirlensin, orman kadastro işlemlerinin de tamamlanmış olduğu kabul edilecek, ancak bu tespitlere karşı kadastro mahkemesinde Yasanın 11/1. maddesi uyarınca askı ilan süresinde dava açılabilecektir. Dava açılmadığı takdirde, Yasanın 12/1. maddesi hükmünce kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler dolayısıyla, orman kadastro işlemi de kesinleşeceğinden, bundan sonra Genel Mahkemelerde 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre ancak tapuya dayanarak 10 yıllık süre içinde orman tahdidinin iptali ile tescil davası açılabilecek, zilyetliğe dayanılarak açılan davalar dinlenmeyecektir.
Somut olaya gelince; 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman kadastro ekibi sınır belirlememiş, bu amaçla görevlendirilen, ancak il işletme şefi başkanlığında, ilçe işletme şefi ve orman teknisyeninden oluşan heyet tarafından 11.11.1992 tarihinde düzenlenen tutanakla idare ve teknik orman sınırı belirleme çalışması yapıldıktan sonra aynı heyet tarafından düzenlenen 1/25000 ölçekli haritaya işaretlenmiş, dava konusu taşınmaz sözü edilen haritada orman sınırı içinde bırakılmıştır. 3402 sayılı Yasanın 4/3 maddesi hükmünce orman sınırlaması ve orman sınırları dışına çıkarma işlemlerini 6831 sayılı Orman Yasası hükümlerine uygun olarak yapılıp haritasına işaretledikten sonra tutanaklarıyla birlikte kadastro ekiplerine teslim edecek heyet, aynı Yasanın 7/2. maddesi hükmüne uygun olarak kurulan ORMAN KADASTRO KOMİSYONU olması gerekir. Nevar ki; 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesine göre işlem yapmak üzere görevlendirilen heyet, 6831 sayılı Yasanın 7/2. maddesinde anılan kişilerden oluşmadığından "orman kadastro komisyonu" niteliğinde değildir, bu durumda, iki ay içinde 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükümlerine uygun biçimde orman kadastro komisyonlarınca geçerli bir orman sınırlamasının yapıldığından söz edilemezse de, arazi kadastro ekiplerince orman sınırı belirlenmiş ve çekişmeli taşınmaz orman niteliğinde tespit edilip kesinleşmiştir.
6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre, hak sahiplerinin tapuya dayanarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kesinleşen tahdide karşı dava açma hakları saklı ise de, davacı tapu kaydına dayanmayıp, vergi kaydı ve zilyetliğe dayanarak orman niteliğindeki tapunun iptal ve tescili isteği ile dava açtığına göre, hukuki dayanaktan yoksun olan bu davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Kaldı ki; davacının tutunduğu 1937 tarih, 238 tahrir numaralı vergi kaydı doğusu, batısı, tepe sınırlı ve 4000 m2 yüzölçümündedir. Sözü edilen vergi kaydı genel arazi kadastrosu sırasında davacı adına tespit edilip kesinleşen 8250 m2 yüzölçümündeki 173 ada 1 numaralı parsele uygulanmıştır. Vergi' kaydı değişir sınırlı olduğu ve eylemli olarak sınırda devlet ormanı bulunduğuna göre değer verilerek belirlenmesi gerekir. Davacı adına tespit edilip kesinleşen 1 nolu parselin yüzölçümü vergi kaydının kapsamı 3402 sayılı Yasanın 20/C maddesine göre yüzölçümüne değer verilerek belirlenmesi gerekir. Davacı adına tespit edilip kesinleşen 1 nolu parselin yüzölçümü vergi kayıt miktarından çok fazla olduğundan, bu olgular dahi gözönünde bulundurulduğunda davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine, 26.3.2001 günü oybirliği ile karar verildi.