 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E:1999/11748
K:1999/12313
T : 27.12.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN TAHDİDİNE İTİRAZ
BİLİRKİŞİ RAPORU
TAPU KAYITLARI
ÖZET :1- Birbiri ile çelişkili raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, raporlardan birisi hükme dayanak alınarak karar verilemez.
2-Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
3-Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları, hukuki değerlerini yitirirler.
(1086 s. HUMK. m. 275, 283, 284)
(6831 s.0K. m. 1)
(4785 s. OKDK. m. 1)
(5658 s. OKEK. m. 1)
Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Davacı gerçek kişi dava konusu taşınmazın yörede yapılan orman kadastrosu ile orman sınırları içine alındığını oysa, orman olmayıp davanın kabulüne ilişkin ilk karar Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra (davanın kabulüne krokide B harfi ile gösterilen 936-938 0.3 göre orman sınırları içindeki 14728,63 m2 yerin orman sınırlandırmasının iptali ile orman sayılmayan yerlerden olduğunun tesbitine) karar verilmiş, kararı Orman Yönetimi temyiz etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararından sonra mahkemece çekişmeli taşınmaz başında yapılan ilk keşifte uzmanlığına başvurulan 3 kişilik orman bilirkişi kurulu 14.11.1996 tarihli raporlarında (çekişmeli taşınmaz üzerinde teras kenarlarında sıra halinde pırnal meşesi, A. kesme,sakız ve harnup ağaçları ile bu ağaçlara ait dal kök ve artıklarına rastlandığı, arazi meyilinin % 25-30 olduğu, bitişik devlet ormanı ile aynı özelliği taşıyan ormandan kazanılmış saha olduğunun belirlendiği, memleket haritasında orman içi açıklık olarak gözüktüğü nedeniyle orman sayılan yerdir) şeklinde görüş bildirmişlerdir. Rapora davacının itiraz etmesi üzerine ikinci kez yapılan keşifte uzmanlığına başvurulan bilirkişi kurulu ise, 15.7.1999 tarihli raporlarında (çekişmeli taşınmazın memleket haritasında açık olarak göründüğü, ormandan elde edildiğine dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, arazi meyilinin %25 ise de, teraslanmak suretiyle sıfırlandığı, üzerinde ağaç ve ağaçcık toplulukları bulunmayan, orman bütünlüğünü bozmayan kadim ziraat arazisi olup, orman sayılmayan yerdir) şeklinde önceki raporun tam aksine görüş bildirmişlerdir. Dairemizin bozma kararında, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacına yönelik olarak çekişmeli taşınmaz başında yapılacak keşifte 3 kişilik uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak taşınmazın orman niteliği hakkında rapor alınması gerektiği vurgulanmasına rağmen, mahkemece bu yön gözardı edilmek suretiyle ikinci kez keşif yapılarak bilirkişi raporları arasında yeniden çelişki oluşturulmuştur. Birbiri ile çelişkili raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, raporlardan birisi hükme dayanak alınarak karar verilemez.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116,4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece Devlet ormanları belirlenmiştir. 13.7.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürülüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları, hukuki değerlerini yitirirler.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 1.6.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.3.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.6.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmemiş tahdit söz konusu olduğuna göre, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; ayrıca, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verilen bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak Sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde Yönetime iadesine, 27.12.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.