 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1997/7094
K. 1997/8724
T. 2.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MAKİYE TEFRİK EDİLEN YER
KARAR ÖZETİ: Maki tefrik komisyonunca makiye tefrik edilen yerin, orman tahdit sınırları dışına çıkartılmış olduğunun kabulü gerekir.
(2797 s. Yargıtay K. m. 45/5)
(YIBK., 22.3.1996 gün ve E:1993/5, Karar No : 199611 s.)
Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman sınırlandırması 14.08.1948 tarihinde ilan olunup, itiraz olunmaksızın kesinleşmiştir. 1951 yılında çalışma yapan maki tefrik komisyonu davalı taşınmazın da içinde bulunduğu yerleri makiye tefrik ederek orman sınırları dışına çıkarmıştır. 1955 yılında da genel kadastro çalışmaları sırasında 115 parsel sayılı taşınmaz zilyetlik ve bağışlama suretiyle Muallim Köyü Tüzelkişiliği adına tapuya tescil edilmiştir.
22.03.1996 gün, 1993/5 esas, 1996/1 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı ile maki tefrik komisyonlarının kurulması yasal, işlemleri de geçerli sayılmıştır. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 45/5. madde ve fıkrası gereğince içtihadı Birleştirme Kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağlar. Usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Mahkemelerde ve Yargıtay'da görülmekte olan bütün işlerde uygulanması gerekir. içtihadı Birleştirme Kararı ile maki tefrik komisyonlarının yaptıkları işlemler geçerli kabul edildiğinden, çekişmeli taşınmazın da içinde bulunduğu yerin makiye tefrik edilmek suretiyle orman tahdit sınırları dışına çıktığının kabulü gerekir. Bu gibi yerlerde yapılan ikinci bir orman sınırlaması yok hükmündedir. Açıklanan nedenlerle, davacının davasının kabulü gerekirken, tahdit içinde kaldığı nedenle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 02.10.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı köy tüzel kişiliği, çekişmeli parselin makilik olduğunu, bu niteliğini de yitirdiğini öne sürerek parselin orman sınırları dışına çıkarılmasını istemiştir.
Yerel mahkeme davayı reddetmiş, Dairemizde yapılan temyiz incelemesi sırasında çoğunluk kararın bozulması düşüncesini benimsemiştir.
Oysa, aşağıda yazılı nedenlerle bu düşünce ve karara katılmak olanaksızdır.
Şöyle ki; 1. sözü edilen 22.03.1996 tarih, 1993/5 E., 1996/1 karar sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı yalnız maki tefrik komisyonlarının maki tesbitleri ile ilgili kararlarını geçerli saymış ve sadece 4753 sayılı Yasa uyarınca oluşan Toprak Tevzi Komisyonlarınca kişilere dağıtım yolu ile verilen taşınmazlarla ilgili tevzi tapularına geçerlilik tanımıştır.
Bunun dışındaki tapulara ve zilyetlikle kazanıma OLANAK VERMEMİŞTİR.
İnançları Birleştirme Kararı tüm kurumları ve kişileri başta Yargıtay ve mahkemeleri bağlar, ama nasıl bağlar (çizilen çerçevesi ve içeriği ile bağlar).
İnançları Birleştirme Kararını genişletme, ya da başka konuları da karar içine almak hakkı hiçbir kurum ve kişiye verilmemiştir. Bu nedenle tevzi tapusu oluşmayan yerlerde ve zilyetliğe davalı davalarda inançları birleştirme kararını uygulama yeri yoktur.
Bu davada, bu sebeplerle maçları birleştirme kararının uygulama yeri olmadığı halde, kararın çerçevesi genişletilerek uygulanması usul ve yasaya ve anılan kararın özüne de amacına da AYKIRIDIR.
SONUÇ: Yukarıda açıkladığım nedenlerle yerel mahkeme kararının o n a n m a s ı gerektiği inancı ile, sayın çoğunluğun bozma yolunda oluşturduğu düşünce ve karara katılmıyorum.
Ferruh ATBAŞOĞLU
Başkan
*