 |
T.C.
YARGITAY
20. Hukuk Dairesi
E. 1997/5859
K. 1997/7484
T. 10.7.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
ORMAN
TAHDİDİN KESİNLEŞMESİ
KARAR ÖZETİ: Orman Yönetiminin, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca yapılıp kesinleşen tahdit dışında kalan yer hakkında, orman savıyla açtığı davanın dinlenme olanağı yoktur.
(3402 s. Kadastro K. m. 4,12)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi, tesbitin iptali ile kuru tarım arazisi niteliği ile Hazine adına kayıt ve tescili yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve müdahil vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
1- Gerçek kişinin temyizi yönünden; incelenen dosya kapsamına, toplanan kanıtlara göre, gerçek kişinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince;
3402 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca yapılan tahdit Orman Yönetiminin davaya katılma tarihine göre kesinleşmiştir. Orman Yönetiminin kesinleşen tahdit dışında kalan yer hakkında orman savıyla açtığı davanın dinlenme olanağı kalmamıştır. Yerel mahkemenin red gerekçesi doğru değilse de, esasen Orman Yönetiminin talebi reddedildiğinden, sonuç itibariyle doğrudur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 10.7.1997 günlü oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
3402 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca on yıllık süre içinde Orman Yönetiminin dava hakkı varolduğu gibi, Yönetim davanın her aşamasında müdahil olabilir. 3402 sayılı Yasa müdahale hakkını herkese tanımıştır. Yönetimin istemi müdahale olarak da değerlendirilmeli ve incelenmelidir.
Her iki nedenlede Orman Yönetiminin dava hakkı vardır, davasını açmıştır, istemi incelenmelidir.
Bu yönler gözetilmeden, yönetimin dava hakkı bulunmadığı gerekçesiyle karar bozulamaz.
SONUÇ : Yukarıda açıkladığım nedenlerle, Yönetimin itirazının esastan incelenmesi dava hakkının varlığının kabulü gerektiği inancı ile sayın çoğunluğun dava hakkını benimsemeyen gerekçe ile oluşturduğu düşünce ve karara katılmıyorum.
Ferruh ATBAŞOĞLU
Başkan
KARŞI OY YAZISI
Orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılmıştır. Anılan yasa hükmü genel arazi kadastrosuyla orman kadastrosunun birlikte yapılmasını öngören kendine özgü, ayrık ve karma bir kadastro sistemi getirmiş olup, bu işlemlerle ilgili uyuşmazlıklarında anılan yasa hükümlerine göre çözümlenmesi zorunludur. Nitekim 3402 sayılı Yasaya göre yapılan ve askıya çıkarılan orman kadastro tesbitlerine karşı itiraz süresi bu yasada öngörülen 30 günlük süredir, 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde belirtilen 6 aylık süre uygulanmamaktadır.
3402 sayılı Yasanın 12. maddesinde kadastro tesbitinden evvelki nedenlere dayanılarak on yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılabileceği belirtilmiş olmakla, bu yasaya göre yapılan orman kadastrosuna karşı Orman Yönetiminin 30 günlük itiraz süresi geçse de dava açması olanaklıdır. Tesbitten sonra ortaya çıkan nedenle Orman Yönetiminin tesbitten evvelki nedenlere dayanarak dava açma hakkı ortadan kaldırılamaz.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar ve resmi belgelere göre orman olduğu anlaşılan taşınmazın bu niteliği ile tapuya tescili ve müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar veren yerel mahkeme kararının b o z u 1 m a s ı gerektiği inancıyla, sayın çoğunluğun onama yolunda oluşturduğu düşünce ve karara katılmıyorum.
Coşkun ŞENGÜLER
Üye